Bilmemi istemişler... endişeleneceğimi sanmışlar. Ama endişelenmiyorum! | Open Subtitles | أرادوني أن أعرف وحسب ظنوا أنني قد أقلق لكنني لست قلقاً |
Senin için endişelenmiyorum, özellikle daha yakına gelemeyeceğini görünce. | Open Subtitles | أنا لست قلقاً منك الآن وأنا أراك لا تستطيع الإقتراب |
endişelenmiyorum, çünkü zaten hiçbir şey için beni dava etmeyeceğinize razı oldunuz. | Open Subtitles | لست قلقاً فقد وافقتم مسبقاً على عدم مقاضاتي بسبب أي شيء |
Silah konusunda endişeli değilim, tedbir sadece. | Open Subtitles | أنا لست قلقاً بشأن السلاح مجرد إجراء وقائي فقط |
Ve yiyecek konusunda endişeli değilim. | Open Subtitles | هل هنالك سقفٌ فوق رؤوسهم ؟ وبخصوص الغذاء ، أنا لست قلقاً |
45dakika,45 dakika ... o zaman kadar kesin işimiz biter çocukoyuncağıbu ,endişelenme. | Open Subtitles | 45دقيقة، 45 دقيقة علينا أن نتحايل عليهم لمدة 45 دقيقة إنه لأمر سهل، الكثير من الوقت لست قلقاً |
Bundan hiç şüphem yok. | Open Subtitles | لست قلقاً من آجل الحصول على المكافأة |
O konuda endişe etmiyorum, sadece anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لست قلقاً حيال ذلك أنا أقوم بترقيم الصفحات. |
Gözümün içine bak ve endişelenmediğini söyle. | Open Subtitles | أنت تنظر إلىّ في عيني وتُخبرني أنك لست قلقاً أيضاً |
Ben kendim için de... senin için de endişelenmiyorum. | Open Subtitles | أنت تعلم بأنني لست قلقاً حيالي أو عليك أنا قلق على جيمي |
Ama endişelenmiyorum. Kolay bozulan bir şey almadım. | Open Subtitles | لكنني لست قلقاً فلم آخذ شيئاً قابلاً للتلف |
Bugün kurşun yemekten endişelenmiyorum. | Open Subtitles | . بدون صدرية ؟ . لست قلقاً بأن الرصاص اليوم |
Hiç endişelenmiyorum. Ben sadece... Ben sadece sizi desteklemek için geldim. | Open Subtitles | أنا لست قلقاً على الإطلاق أنا هنا لأدعمك |
Senin için endişelenmiyorum. Baban olacak yaştayım. | Open Subtitles | لست قلقاً بشأنك أنا كبير بما يكفي لأكون أباً |
Bak, annen için endişelenmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست قلقاً بشأن والدتك أنا فقط أفكر بـ... |
endişeli değilim, R2. Daha önce hiç uçmamıştım sadece. | Open Subtitles | أنا لست قلقاً آر2 ولكني لم أحلق من قبل |
Clark, ben traktör konusunda endişeli değilim. | Open Subtitles | كلارك لست قلقاً مما حدث للجرارة |
Tutuklanma konusunda endişeli değilim. | Open Subtitles | أنا لست قلقاً بشأن الإعتقال |
Ama endişeli değilim oğlum. | Open Subtitles | ولكن أنا لست قلقاً بني |
Zaten biliyordum. Ama endişelenme, ona inancım tam. | Open Subtitles | كنت أعرف هذا، لكنني لست قلقاً فأنا أؤمن بها. |
Nedense senin kendini koruyacağından hiç şüphem yok! | Open Subtitles | لماذا لست قلقاً عليكِ للإعتناء بنفسك ؟ |
Ah, çok endişe etmiyorum. | Open Subtitles | لست قلقاً حيال ذلك. |
Gözümün içine bak ve endişelenmediğini söyle. | Open Subtitles | أنت تنظر إلىّ في عيني وتُخبرني أنك لست قلقاً أيضاً |
- Benton! Tüm bunlar için cidden endişelenmiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لست قلقاً بجدية حول كلّ هذا، صحيح؟ |