- Eğer hakkında endişelendiğin buysa. - Yarınla ilgili endişelenmiyorum. | Open Subtitles | لن يؤثر شيئاً على حدث الغد إن كان هذا ما يقلقك لست قلقة بشأن الغد |
Hayır, endişelenmiyorum. endişelenmiyorum çünkü ameliyat olmayacağım. | Open Subtitles | أنني لست قلقة، لست قلقة حيالها لأنني لن أقوم بها |
Yani endişelenmiyorum, çünkü iletişim kurduğumuz sürece bu iletişimsizlik yoluyla da olsa buna saygı duyarım. | Open Subtitles | لذلك لست قلقة لأنه طالما أننا نتواصل,حتى ولو عن طريق عدم التواصل |
Neyse ki buna hazırlıklıyım, bu yüzden pek endişeli değilim. | Open Subtitles | لحسن الحظ أنني مستعدة لهذا ، لذلك لست قلقة جداً |
Bak, endişelendiğini biliyorum, ama benim senin hakkında endişem yok. | Open Subtitles | أسمعي، أعلم أنكِ قلقة . لكنني لست قلقة عليكِ |
Kaygılanma evlat. | Open Subtitles | لست قلقة. |
Tam olarak o şekilde endişelenmiyorum ama bu William. | Open Subtitles | أنا لست قلقة عليه مثل ماتظنين بالضبط ولكنه ويليام .. |
Ama senin hakkında endişelenmiyorum, Eminim ki kendi yolunu bulacaksın. | Open Subtitles | لكني لست قلقة عليك، أنا متأكدة أنك ستجد طريقك. |
Scott, ben iyiyim. Henüz gencim. Hiç endişelenmiyorum. | Open Subtitles | إنني بخير لدي وقت كاف لذلك, لست قلقة حول الأمر |
Geleceğiz tabii. Tek bir gece için bir parti için endişelenmiyorum. | Open Subtitles | أنا أفعل,لست قلقة بشأن ليلة واحدة عن حفلة |
Ben endişelenmiyorum. Bence çok iyi iş çıkaracağız. | Open Subtitles | أنا لست قلقة أنا أعتقد أننا سنكون رائعين |
Ameliyatı sen yapacağın için hiç endişelenmiyorum. | Open Subtitles | حسنا، بوجودك في غرفة العمليات، لست قلقة. |
Hayır, endişelenmiyorum. Düşünüyorum. İkisi farklı şeyler. | Open Subtitles | لا، لست قلقة وإنّما أفكّر وثمّة فرق بينهما |
Duruşma için endişelenmiyorum. Rahat geçer diye tahmin ediyorum. | Open Subtitles | لست قلقة بشأن الجلسة أظن أنها ستكون مباشرة |
endişelenmiyorum çünkü onları alana kadar hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست قلقة لأنني لن أغادر إلى أن آخذها |
Evet, Warren ve diğerlerine ne yapacağı konusunda endişeli değilim. | Open Subtitles | صحيح , أنا لست قلقة بشأن مواجهتها لوارين والآخرين |
endişeli değilim, ama bilemiyorum, O endişeli olabilir. | Open Subtitles | لا انا لست قلقة لكن اعتقد انه ربما يكون قلق |
Ama yardımı olacaksa söyleyeyim benim en ufak bir endişem yok. | Open Subtitles | لكن لو كان يساعدك، أنا لست قلقة البتة. |
O konuda endişem yok. | Open Subtitles | لست قلقة من هذا |
Kaygılanma evlat. | Open Subtitles | لست قلقة. |
Sonra da diğerleri için yeterince endişe etmiyorum diye vicdan azabı çekiyorum. Bunlar bile yeterli değil. | Open Subtitles | وأشعر بالذنب لأنني لست قلقة أكثر علي الآخرين ولكن ليس لدي ما يكفي |
Benim endişelendiğim ne zaman döneceğin değil. Benim endişelendiğim söndüğünde nasıl bir insan olacağın. | Open Subtitles | لست قلقة بشأن عودتك، أنا قلقة بشخصكِ وبما تفعله |