Kabin çantamı yerden alıp banda koyacak kadar güçlü değilim ben. | TED | أنا لست قوية كفاية لأنقل حقيبة ظهري من الأرض إلى حزام الأمتعة. |
Bunu yapamayacağım, Bart. Yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لا أستطيع القيام بهذا. لست قوية بما يكفي. |
Hiç güçlü değilim. Amazon değilim. Ben sadece benim. | Open Subtitles | أنا لست قوية لست كالأمزون , أنا هكذا وحسب |
Artık senin yakınında olamam. Yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لا أستطيع البقاء بقربك بعد الآن لست قوية بما فيه الكفاية فحسب |
Yeterince güçlü değilsin. Kaç! | Open Subtitles | أنتِ لست قوية بما فيه الكفاية اهربي |
Artık senin yakınında olamam. Yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أبقى بقربك بعد الآن , لست قوية بما فيه الكفاية |
O zaman her şeyi unutmalı ve bir insan gibi yaşamalıydım, bunu yapacak kadar güçlü değilim. | Open Subtitles | بالنسبه لي نسيان كل شىء حدث في ذالك الحين والعيش كأنسانة انا لست قوية كفاية لافعل هذا |
Benim için güçlü olmanı istiyorum, tamam mı? Çünkü ben şu anda hiç de güçlü değilim. | Open Subtitles | أريدك أن تكون قوياً لأنني لست قوية الآن , مفهوم؟ |
Ben güçlü değilim. Azgınım. Sonra görüşürüz. | Open Subtitles | أنا لست قوية أنا متسرعة أراك فيما بعد جوجو |
Ama bunu yapmak için yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لكن هناك احتمال انني لا استطيع ذلك لإنني لست قوية بما يكفي |
Bunun için yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لست قوية بما فيه الكفاية لهذا الأمر |
Ablam yada Schneizel abim kadar güçlü değilim. | Open Subtitles | أنا لست قوية مثل أختي أو اخي شنايزو |
Bunun için yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | فأنا لست قوية بما يكفي لكي أفعل ذلك |
Bak, hala Massimo'yu yenecek kadar güçlü değilim. | Open Subtitles | انا لست قوية بما يكفي كي اهزم ماسيمو |
Kıpırdamadı. Yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | ولكنه لم يتزحزح لست قوية كفاية |
Yeterince güçlü değilim. | Open Subtitles | لست قوية بما يكفي |
Ben senin kadar güçlü değilim büyükanne. | Open Subtitles | - لست قوية مثلك، أيتها المربية . - بيجى، رجاء . |
Yani çok güçlü değilsin, anladım. | Open Subtitles | لذلك أنت لست قوية جدا، حصلت على ذلك. |
Eiko, çok fazla yorulmamalısın. Yeterince güçlü değilsin. | Open Subtitles | (إيكو)، ليس عليكِ اجهاد نفسك كثيرا فأنت لست قوية كثيرا |
- İçimden bebek çıkarken sert değilim. | Open Subtitles | كلا لست قوية هناك طفل كان يخرج من أحشائي |
Hayır anne, dışarıyla başa çıkabilecek kadar güçlü olmadığım konusunda... | Open Subtitles | لا أمي ، أنا فقط أقول ، أنت تعتقدين بأنني لست قوية بما فيه الكفاية للتعامل مع نفسي هناك. |
Politika ve bürokrasi ile baş edebileceğimi düşünmüştüm. Görünen o ki, o kadar güçlü değilmişim. | Open Subtitles | عندما قلت انه بامكاني التعامل مع السياسيين لم اعرف اني لست قوية كفاية |