Bunu yapmak zorunda değilsin. O benim kardeşim, senin değil. | Open Subtitles | لست مضطراً لفعل هذا إنها أختى وليست أختك. |
Bunu yapmak zorunda değilsin. O benim kardeşim, senin değil. | Open Subtitles | لست مضطراً لفعل هذا إنها أختى وليست أختك. |
Phil, Phil, çok incesin, ama Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | هذا لطف منك لكنك لست مضطراً لفعل هذا |
Ne olur, Bunu yapmak zorunda değilsin. Bırakabilirsin. | Open Subtitles | إنتظر يا (في) أرجوك أنت لست مضطراً لفعل هذا |
Danny, buna mecbur değilsin. | Open Subtitles | "داني" لست مضطراً لفعل هذا |
Hayır, Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا، لست مضطراً لفعل هذا |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مضطراً لفعل هذا |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مضطراً لفعل هذا |
- Saçmalık. - Bunu yapmak zorunda değilsin, biliyorsun. | Open Subtitles | مستحيل - لست مضطراً لفعل هذا - |
Şu anda Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مضطراً لفعل هذا الأن. |
Evlat, Bunu yapmak zorunda değilsin. Tamam mı? | Open Subtitles | حسنُ يا فتى، لست مضطراً لفعل هذا! |
- Dur! Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | مهلاً، لست مضطراً لفعل هذا |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مضطراً لفعل هذا |
Hadi ama, Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مضطراً لفعل هذا |
Bunu yapmak zorunda değilsin, Charlie. | Open Subtitles | (لست مضطراً لفعل هذا يا (تشارلي |
Knox, Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | (نوكس) لست مضطراً لفعل هذا |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مضطراً لفعل هذا يا (كوكي) |
Craig, buna mecbur değilsin. | Open Subtitles | "كريج" لست مضطراً لفعل هذا |