Seninle tartışmak burada değilim. Sana destek olmak için buradayım. | Open Subtitles | أنا لست هنا لاتجادل معك انا هنا لتقديم الدعم لك |
Çizelgeleri imzalayacağım ama unutmayın ki sizin için burada değilim. | Open Subtitles | سأوقع أوراقكم ولكن تحتاجون لتعلموا, أني لست هنا لأقضي ساعاتكم |
Arma kazanmak için burada değilim, seni sevdiğim için buradayım. | Open Subtitles | أنا لست هنا من أجل رقعة. أنا هنا لأني أحبك. |
Bak. Buraya tartışmaya gelmedim! Herkesin can yeleğini giymesini istiyorum! | Open Subtitles | لست هنا للدخول في نقاش اريد من الجميع ارتدات ستراتهم |
Bay Young, Ben buraya sizin fantezilerinizi tatmin etmek için gelmedim. | Open Subtitles | سيد ينج ، انا لست هنا لأشباع أى رغبات جنسية لديك |
Bu gemideki hayata hizmet etmek için burada değilsin. | Open Subtitles | أنت لست هنا لتخدم الحياة على هذه السفينة |
Seni geçmişte olan şeyler yüzünden yargılamak için burada değilim, | Open Subtitles | انا لست هنا لاحكم عليك بخصوص احداث حصلت في الماضي |
Ama aslında neler yapabileceğimiz hakkında konuşmak için burada değilim. | TED | ولكنني لست هنا اليوم للحديث عما نستطيع فعله. |
Fen ve matematiğe karşı çıkmak için burada değilim. | TED | أنا لست هنا ﻷجادل ضد العلوم والرياضيات. |
Ancak bugün size ülkeler için verileri birleştiren bu aletlerden bahsetmek için burada değilim. | TED | لكنني لست هنا اليوم للحديث عن الأدوات التي تقوم بجمع بيانات الدول. |
Cellat gelene kadar seni eğlendirmek için burada değilim. | Open Subtitles | هنرى ، أنا لست هنا للترفية عنك قبل أن يأتى موعد الأعدام |
Cellat gelene kadar seni eğlendirmek için burada değilim. | Open Subtitles | هنرى ، انا لست هنا للترفيه عنك قبل ان ياتى موعد الاعدام |
Bay Young, Ben buraya sizin fantezilerinizi tatmin etmek için gelmedim. | Open Subtitles | سيد ينج ، انا لست هنا لاشباع اى رغبات جنسيه لديك |
Tanrım, üzgünüm. Şikayet etmek istemiyorum. Kötü sözler söylemek için gelmedim. | Open Subtitles | رباه، أنا آسفة، لا أريد أن أتذمر لست هنا لأقسو عليك |
Sonra İngiliz'e, Ben buraya çelik fabrikasında çalışmaya gelmedim dedim. | Open Subtitles | ولقد اخبرت الانجليز اني لست هنا للعمل بحقل صناعه الصلب |
Sandy, hiç burada değilsin. Babamla konuşmazsam kiminle konuşacağım? | Open Subtitles | انت لست هنا ابدا , مع من ساتحدث اذا لم اتحدث الي والدي؟ |
Arkadaşlık kurmak için burada değilsin, daha iyi cerrahlar çıkarmak için buradasın. | Open Subtitles | إنكِ لست هنا لتكوين صداقات ولكن لعمل الجراحات |
Sana Çin böreği getirmek için burada olmadığımı anladılar pislik herif. | Open Subtitles | هم يعلمون أنني لست هنا لإحضار طبق بيض لك أيها الأحمق |
Sanki burada değilmişim gibi benim hakkımda konuşman gerekmiyor. | Open Subtitles | ليس عليك التكلم عني كما لو أنََنِي لست هنا |
Fakat eminim ki buraya manzarası için gelmedin. Al anahtarın. | Open Subtitles | لكن أنا متأكدة أنك لست هنا للنظر لكن هاك مفتاحك |
Ben Michael, şu anda evde yokum, Iütfen mesaj bırakın. Michael, ben Adam. | Open Subtitles | انا مايكل , لست هنا حالياً الرجاء ترك رسالة |
Ben burada değil miyim. Hele bir şımarsınlar bacaklarını kırarım. | Open Subtitles | لست هنا لكسر الأرجل التى تقفون عليها |
iyi, eğer düşündüğün buysasenin kıçını yalamak için burda değilim. senin kıçını yalamaya gelmedim. | Open Subtitles | اذن أنا لست هنا لأقبّل مؤخرتك إذا كان هذا ما تفكر فيه |
- burada yokum. | Open Subtitles | -يبدو و أنّ هنالك مشكلاً بخصوص أطفالك -أنا لست هنا |
20. yüzyıl şairlerinin süslü şiirleri için, burada olmadığını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | افترض بانك لست هنا من اجل الشعر حول مؤلفين القرن العشرين |
Herkes burada, adamım. Halen niye burada değilsiniz? | Open Subtitles | أنهم جميعاً هنا يا رجل لماذا لست هنا بعد؟ |
Buraya seni yargılamaya yada Abel'ın hayatına dahil olmaya gelmedim Jax. | Open Subtitles | لست هنا لألقي عليك الاحكام يا جاكس , أو ان أقحم نفسي في حياة أيبل |
Ben bugün burada size sadece, başarılı karma liste ve seçim öyküleryle ilham vermek için bulunmuyorum. | TED | أنا لست هنا اليوم لإلهامكم بقصتنا الناجحة عن القائمة المترابطة والإنتخابات. |