"لسيارتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • arabasına
        
    • arabası
        
    arabasına yürüdü, kelebekli kırmızı çantasından anahtarlarını çıkardı. Open Subtitles كانت متجهة لسيارتها تخرج المفاتيح من حقيبتها ذات الفراشات
    - Bu tatlı, gürbüz hanım kutusunun arabasına kadar taşınması için yardım istiyor. Open Subtitles ستحب بعض المساعدة في حمل هذا الصندوق لسيارتها
    Bitkin halde, arabasına ulaşır. Şansa bak ki, birkaç serseri tarafından takip edilir. Open Subtitles منهكه , عادت لسيارتها غير مدركه أن هناك غريب يتبعها
    Ablam, konu arabası olunca çılgına döner. Open Subtitles إن أختي تجنّ عندما يحولُ الأمر لسيارتها.
    Bahse girerim arabası için engelli izni bile yoktur. Open Subtitles اراهن بأنّها ليس لديها حتى رخصة قيادة لسيارتها.
    Belki Başkan Yardımcısı'na arabasına kadar eşlik etmek istersiniz... Open Subtitles لكن انت يمكنك مرافقة نائب الرئيس لسيارتها مبهج.
    Harry, Bayan Rogers'a arabasına kadar eşlik eder misin? Open Subtitles هاري لماذا لا ترافق السيده روجيرز لسيارتها
    Ne! Bu yüzden mi arabasına çarptın? Open Subtitles هل تقصدين الطرف الخلفي لسيارتها ؟
    Onu öldüren adam eğer onu tanısalardı yaptığı çalışmaları bilselerdi nasıl biri olduğunu bilselerdi çantasını çalıp onu vurmak yerine onu arabasına götürür güvende olmasını sağlardı diye düşünmek istiyorum. Open Subtitles , أميل للظنّ بأنّ قاتلها لو عرفها ولو عرف العمل الذي قامت به ولو علم بإنسانيّتها لساعدها للوصول لسيارتها وتأكد بأنّها آمنة , بدلًا من سرقة حقيبتها وإردائها
    Kızı arabasına kadar götürdüm. Open Subtitles لقد رَافقت فتاة لسيارتها , حسناً
    Gel ve yaşlı kadını arabasına kadar bırak. Open Subtitles هيا، أوصل امرأة عجوز لسيارتها
    Hemşire hanım, Michael ile oturun. Bayan Myers'a arabasına kadar eşlik edeceğim. Open Subtitles أيتها الممرضة, اجلسي مع (مايكل) سأرافق السيدة (مايرز) لسيارتها
    Sonra laboratuvarıma gelişiyle ilgili ve arabasına radyo taraması yapmamız hakkında konuştuk, ama işe yarayacağından bile emin değildim. Tahminen bu cihazların bazıları, sadece güvenli bölgelerdeyken veya araba seyir halindeyken iletim yapacak şekilde yapılandırılmış. TED ثم تحدثنا عن إمكانية حضورها إلى المعمل الخاص بي للقيام بعملية مسح بالأشعة لسيارتها ، لكنني لم أكن متأكدا ً من أن ذلك سيفي بالغرض ، نظراً لأن بعض الأجهزة يتم إعدادها للبث فقط إذا كانت داخل نطاق آمن أو أثناء تحرك السيارة فقط .
    - arabasına gidiyor! Open Subtitles -تريد الوصول لسيارتها -كول)..
    Ve, ve ne harika arabası var. Open Subtitles و يا لسيارتها الرائعة
    Claire arabası için lazım olan paranın yarısını biriktirdi neredeyse. Open Subtitles (كلير) وفرت تقريبًا نصف المال) الذي تحتاجه لسيارتها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more