Yaşlı bir kadına yardım ettiğin için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً لمعاملتك اللطيفة لسيدة مسنّة |
Güzel efendim, kalbimi bir kadının sağ topuğuna bağlamayı reddediyorum. | Open Subtitles | يا سيدي العزيز، أرفض أن أعلق قلبي بالكعب الأيمن لسيدة |
Sonra birbirlerine bağırmaya başlamışlar ve bayan Dobie bayan Mortar'dan okuldan ayrılmasını istemiş. | Open Subtitles | ثم ثارتا غضباً على بعضيهما وآنسة دوبي قالت لسيدة مورتر أن تغادر المنزل |
Siz pek de kibar, yumuşak yaşlı bir bayana benzemiyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | ليس مظهرك الناعم الرقيق لسيدة عجوز يدل على مخبرك, اليس كذلك ؟ |
Bak ne diyeceğim, Kadını bulmak için kadın olmak gerekir, ama kızı ancak bir Leydi bulabilir. | Open Subtitles | حظ المبتدئين سأخبرك شيئاً، تحتاج لامرأة لتعرف امرأة، تحتاج لسيدة لتجد الملكة |
Asil bir hanıma nedime, oda hizmetçisi olarak yetiştirilmiş. | Open Subtitles | تدربتا كمرافقتان مسليتان, خادمتان لسيدة رفيعة النسب |
Bir dişçi, 90 yaşındaki bir kadına hayat garantisi veremezse nasıl hisseder? | Open Subtitles | كيف يكون شعور طبيب أسنان عندما لا يستطيع أن يُعطي ضمان حياة لسيدة عمرها 90 عاماً ؟ |
Kimse kanserli kadına "hayır" diyemiyor. | Open Subtitles | الجميع خائف من قول لا لسيدة معها السرطان |
Hamile kadına laf da söylenmiyor. | Open Subtitles | بجانب أنك لا تستطيع قول أي شيء لسيدة حامل |
Monrovya'daki bu köprüde eski isyancı bir asker, savaşta tecavüze uğramış bir kadının portresini yapıştırmamıza yardım etti. | TED | على هذا الجسر في مونروفيا, جندي متمرد سابق ساعدنا على الصاق صورة لسيدة يُعتقد انها اغتصبت اثناء الحرب. |
Burada bir kadının rahatsız edilmeden yemek yiyememesine üzüldüm. | Open Subtitles | متأسفة ، لا يمكن لسيدة أن تتناول طعامها هنا، دون أن يتمّ إزعاجها |
Fakat sıkı çalışmalarınız meyvesini vermiş çünkü 30 yıllık meslek hayatımda sizinkinden daha kusursuz bir yavru vatanı olan bayan görmedim. | Open Subtitles | بالتأكيد عملكِ الشاق أتى ثماره لأنه منذ أكثر من 30 سنة في هذا المجال لم أرى جسم لسيدة أجمل من هذا |
O hâlde bir bayan, erkeklerin dünyasına adım attığını göstermek... | Open Subtitles | حسناً ، أنّ يمكن لسيدة أنّ تجد سيجارة رفيعة ، طويلة ، و متطورة |
Sizin gibi yas tutan genç bir bayana uygun birkaç seçenek belirledim | Open Subtitles | لقد حددت بعض الاحتمالات المناسبة لسيدة شابة تعاني ظروفاً حزينة |
Davranışların, Oddjob. Bir bayana karşı her zaman şapkanı çıkardığını düşünüyordum. | Open Subtitles | الأخلاق ، أودجووب إعتقدت أنك ترفع القبعة لسيدة |
Sadece kimin bir Leydi hizmetçisi aradığını öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أردت فقط أن أعرف من كان يبحث عن خادمة لسيدة. |
İyi bir çalışan olduğunu düşündüğüm için iyi bir referans mektubu yazdım, ...ama onu bir Leydi hizmetçisi olarak görmüyorum. | Open Subtitles | كتبت لها هذه التوصيه لأني إعتقدت أنها كانت عاملة مجتهدة. لكنى لا أراها كخادمة لسيدة. |
Çocuklarımın bir anneye ve bu evin bir hanıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | على أن أطفال يحتاجون لأم وهذه المزرعة تحتاج لسيدة |
Beni arka koltuğa atıp, hoş ve karanlık bir oynaşma mekanına götüreceksin ve bir hanım arkadaşının mücevherlerini geri alacaksın. | Open Subtitles | اتعنى انك ستقود سيارتك وانا مخفى فى المقعد الخلفى لكى تستعيد شراء الجواهر لسيدة انا لم اقل ذلك |
Mükemmel hanımefendi tavırlarını takınıp özür dilememi sağlamıştın. | Open Subtitles | تتصرفين بالروتين الكامل لسيدة و تجعليننى أعتذر |
Romalı bir hanımın kaşıntısı tutamaz mı? | Open Subtitles | ألا يمكن لسيدة رومانية أن تحك جلدها؟ ـ لم لا تستحم ؟ |
Zengin bir kadınla nişanlan, bir yemek düzenle ve sonra tüm aile mücevherlerini al. | Open Subtitles | يُخطب لسيدة نبيلة ثرية، فتنظّم حفلة فاخرة وتخرج جميع مجوهرات العائلة. |
Ve eğer o kız kendine, benimki gibi bir adam bulursa hayatı boyunca mutlu bir kadın olacaktır. | Open Subtitles | و لو حصلت تلك الفتاة على رجل يشبه ما حصلت أنا لا يمكنها إلا أن تتحول لسيدة سعيدة طوال حياتها |
Artı, benim mahallem bir kadın için pek güvenli değil. | Open Subtitles | بالاضافة الى ان الحي الذي اعيش فيه ليس بالضبط الأكثرأمنا لسيدة |
Botların kirli. Bir bayanın botlarında pislik olmasını pek uygun bulmuyorum. | Open Subtitles | لا أجده ملائما بالنسبة لسيدة أن تقوم بتلميع جزمتها |