Benim gibi biri için, negatif NRA değerlendirmelerini sergileyen insanları izlemek, neredeyse izlemek için gerçeküstü. | TED | لشخص مثلي أنا، يلوحون بشعاراتهم المناهضة للجمعية الوطنية للبنادق فهو أمر كان خيالاً بالنسبة لي. |
Benim gibi biri için bile tüm kalbimi verirsem herşey mümkün olabilir. | Open Subtitles | حتى بالنسبه لشخص مثلي, لــو بذلت . كل ما بوسعي, لا شئ يكون مستحيلاً |
Benim gibi biri için de bir şeyi geri kazandırmak nadir bir durum. | Open Subtitles | من النادر لشخص مثلي أن يكون قادرا على إرجاع شيء كهذا |
Bu onun olmalı. benim gibi birine silah taşıma izni vereceklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا بد أنه سلاحه لا أظنهم يسمحون لشخص مثلي بحمل سلاح |
Böylece bir gün benim gibi birine ne kadar küçük olduğunu ve hayatını ona göre yaşamasını söyleyebilirim. | Open Subtitles | لذا ذات يوم أستطيع ان اقول لشخص مثلي كم هم ضيقي الأفق وماذا ينبغي أن يفعلوه بحياتهم |
Senin ve Rooster gibi adamların başka şansları olabilir, ama benim gibiler için bu olmaz. | Open Subtitles | أشخاص مثلكم ربما يحصلون على فرصتهم لكن لشخص مثلي إنتهى الأمر |
Benim gibi birinin ahlak ilkelerinden ötürü tereddüt ediyor olmasının komik geldiğinin farkındayım. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يبدو سخيفًا لشخص مثلي كي يتردد بالتصرف على أسس أخلاقية. |
önemli olduğunu düşündüğüm bir iş. burada ciddi bir salgın olsaydı, benim gibi birini isterdin. | Open Subtitles | اذا كان هناك تفشي لمرض,انت ستحتاج لشخص مثلي |
Yani evet, sanırım benim gibi birisi yani bir kalp cerrahı ve doğal bir sporcu olan ben neden en iyi yeri tercih etmeyeyim? | Open Subtitles | إذن أجل أعتقد لشخص مثلي كجراح قلب ورياضي طبيعي |
Geleneksel mutfak tecrübelerinin aksine korkarak ölen canlının lezzeti Benim gibi biri için daha iyi olur. | Open Subtitles | على عكس أساليب الطبخ التقليدية فإنّ الفريسة يكون مذاقها أفضل بكثير لشخص مثلي حين تكون مذعورة. |
Benim gibi biri için ilerleme fırsatı. | Open Subtitles | فرصة لشخص مثلي .بأن ينزل الى أسفل الأرض |
Bütün bunların Benim gibi biri için anlamını biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ما يعنيه كل هذا لشخص مثلي |
Benim gibi biri için, bu imkansız. | Open Subtitles | لكن ذلك مستحيل بالنسبة لشخص مثلي |
Bu Benim gibi biri için çok büyük para. | Open Subtitles | . هذا مبلغ كثير بالنسبة لشخص مثلي |
Senin benim gibi birine dönüştüğünü göreceğime kovulup araba kiraladığını görmeyi yeğlerim. | Open Subtitles | أفضل أن أراك تفصل و تؤجر سيارة عن أن أراك تتحول لشخص مثلي أنا |
Ayrıca kendi tavsiyelerini dinlemediğin sürece benim gibi birine ihtiyaç duyacaksın. | Open Subtitles | حسناً, طالما أنّكَ لن تستمع للنصائح فأنتَ تحتاج لشخص مثلي |
Bayan Bishop gibi bir kadını asıyorlarsa benim gibi birine ne yaparlar kim bilir? | Open Subtitles | إن كانوا قادرين على شنق إمرأة مثل الأنسة بيشوب ماذا يعني هذا لشخص مثلي ؟ |
-Ama benim gibi birine yer olmayan bir dünyada yasiyorsun sen. | Open Subtitles | لكنك تعيش في عالم لا مكان فيه لشخص مثلي |
Hmm, benim gibiler için iş olabileceğini duydum ve bir geleyim dedim. | Open Subtitles | في الحقيقة سمعت بأن هناك عمل لشخص مثلي |
Benim gibi birinin zor sindireceği bir şey. | Open Subtitles | بقدر ما هو صعبٌ بالنسبة لشخص مثلي أن يتقبّله. |