Bu üç çirkin çiftçiye tek bir şey için teşekkür etmeliyiz. | Open Subtitles | أظن أنّنا شاكرين لشيء واحد فقط لأولئك المزارعين الحمقى: |
Ama inan bana, bu yarı köpek balığı baya hayatta ve biyolojik zorunluluğu ona tek bir şey yapmasını söylüyor. | Open Subtitles | لكن صدقوني، نصفه القرش حي للغاية وغريزته توجهه لشيء واحد فقط |
Mona canım,sadece tek bir şey için ağzını aç. | Open Subtitles | منى حبيبي، فتح فمك لشيء واحد فقط. |
Tam potansiyelimize ulaşmak için sadece bir şeye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج لشيء واحد فقط لنصل ذروة قوانا الكاملة |
Sen sadece ve sadece bir şeye yararsın. | Open Subtitles | تنفعون لشيء واحد فقط شيء واحد فقط |
Evliliğimiz boyunca Donald sadece bir şeye önem verdi. | Open Subtitles | طوال زواجنا بأكمله (دونالد) اهتم لشيء واحد فقط |
Leena ve Arthur tek bir şey için yaşadılar: .. | Open Subtitles | كلٌ من (ليينا) و (آرثر) كانوا يولون عنايتهم لشيء واحد فقط |