Bölümü, okuması ve bana ne düşündüğünü söylemesi için bilim insanı olmayan bir arkadaşıma verdim, bölümü alıp gitti. | TED | وأعطيت الفصل لصديق لي ليس عالماً، حتى يقرأه ويخبرني برأيه، وقد أخذ الفصل. |
Sonra bu transkriptleri alacağım. New York Times'taki bir arkadaşıma götüreceğim. | Open Subtitles | ثم سآخذ التقارير وسأرسلها لصديق لي في نيويورك تايمز |
Erken kalkıp, bir arkadaşıma kahve götürmem gerekiyor. | Open Subtitles | حسنا، عليّ المغادرة ينبغي الإستيقاظ باكرا وأخذ قهوة لصديق لي |
Bir arkadaşımın arkadaşının arkadaşı bana 10 sayfa özel dosyasını faksladı. | Open Subtitles | صديق لصديق لصديق لي أرسل لي 10 صفحات من ملفات سرية خلال يوم |
Bir arkadaşımın arkadaşı. | Open Subtitles | ـ ليس حقاً ـ إنه صديق لصديق لي ـ حسناً ، صديق صديقك |
Manchester'dan bir arkadaşım kaza geçirmiş. | Open Subtitles | لصديق لي من مانشستر حدث له نوع من الحوداث |
bir arkadaşım için, benim için çok değerli bir arkadaşım için. | Open Subtitles | إنه لصديق لي صديق يعني لي الكثير |
Bu sabah 100 tanesini 30 dolardan bir arkadaşıma sattım. | Open Subtitles | لقد بعت مائة لصديق لي 30دولار للقطعة |
Bana iyilik borcu olan bir arkadaşıma ait. | Open Subtitles | إنها تعود لصديق لي مدين لي بصنيع. |
bir arkadaşıma faydalı olabilecek bir şey. | Open Subtitles | شيء يمكن ان يكون ذا فائدة لصديق لي |
- Ölü bir kedi. bir arkadaşıma aitti. | Open Subtitles | قط ميت كان لصديق لي |
Bunu bir arkadaşıma verecektim. | Open Subtitles | كنت سأعطيه لصديق لي |
bir arkadaşıma olmuştu. | Open Subtitles | لقد حدث لصديق لي |
Bu restoran bir arkadaşıma ait. | Open Subtitles | هذا المطعم ملك لصديق لي. |
Üniversitesideyken finallerden bir hafta önce arkadaşımın başına gelmişti. | Open Subtitles | حدث هذا لصديق لي من قبل قبل أسبوع من الاختبارات النهائية |
Körfez Savaşı sırasında bir arkadaşımın başına gelmişti. | Open Subtitles | لقد حدث هذا لصديق لي في حرب الخليج لقد تلقت ضربة أفقدتها الوعي . |
E-mailimde de bahsettiğim gibi Christie's'de açık arttırma için parça sağlayan bir arkadaşımın işine bakıyorum. | Open Subtitles | Uh، كما ذَكرتُ في بريدي الإلكتروني، أَنْظرُ في a مسألة لصديق لي الذي يُحصّلُ الموادَ ل مزاد في كرستي. |
Bana bir iyilik yap. bir arkadaşım için 100 dolar bas. | Open Subtitles | اصنع لي معروفاً ضع لي مئة أخرى لصديق لي |
arkadaşım için tabut bakmaya. | Open Subtitles | يجب أن أختار صندوق النعش لصديق لي |