"لصنع" - Translation from Arabic to Turkish

    • yapmak için
        
    • yapmaya
        
    • yaratmak
        
    • yapma
        
    • yapımında
        
    • yapmanın
        
    • yapabilmek için
        
    • yapacak
        
    • oluşturmak için
        
    • üretmek için
        
    • elde
        
    • yapıp
        
    • yapımı
        
    • için bir
        
    • hazırlamak
        
    Bu robotu yapmak için para da aldık -ki bu iyi oldu. TED لذلك انهينا جلب الاموال لصنع هذا الروبوت , الامر الذي كان جميلا
    - Evet. Sabun, kozmetik, bebek maması gibi ürünleri yapmak için kullanıyorlar. Open Subtitles يستعملونه لصنع منتجات مختلفة مثل الصابون و مستحضرات التجميل و أطعمة الأطفال
    15 cihazdan çıkan kobalt, kirli bomba yapmaya yeter mi? Open Subtitles هل الكوبالت الموجود في 15 آلة يكفي لصنع قنبلة إشعاعية؟
    Edgar, bu partileri bir vampirler ordusu yaratmak için veriyorlar. Open Subtitles ادجار , انهم يستغلون الحفلات لصنع جيش من مصاصي الدماء
    Ve Irak'a bunu telafisini yapma ihtiyacini daima hissedecegim. TED وسأشعر الى الأبد بالحوجة لصنع ترميمات الى العراق.
    Kaloriyi desteklemek için basit gıda türleri olan... ...kuru üzüm, süt, ve yağı... ...ekmek yapımında kullandık. TED نضيف الزّبيب والزيت والحليب، والعديد من الأشياء لصنع الخبز، من المواد الغذائية البسيطة إلى دعم السّعرات الحرارية.
    Demek ki bunu yapmak için bol bol vaktin vardı. Open Subtitles لحوالي شهرين مما يعني حصلت على وقت وافر لصنع هذا
    Buraya aileme yiyecek bulmak için gelmedim. Mürekkep yapmak için tohum bulmaya geldim. Open Subtitles لست هنا من أجل الطعام أنا هنا لأجمع مثل تلك الحبات لصنع الحبر
    Kirli bomba yapmak için adamın elinde materyaller varsa zamanımız yetmeyebilir. Open Subtitles إن إستطاع تأمين مواد لصنع قنبلة قذرة , فربما إنتهى وقتنا
    Modern teknolojiyle, modeller yapmak için bilgisayarları kullandık. TED لذا بالتقنية الحديثة، أستخدمنا كمبيوتر لصنع نموذج.
    Bu gördükleriniz, yeni ürünler yapmak için petrolden üretilen plastikten vazgeçip bizim ürettiğimiz plastiği kullanmaya başlayan firmalardan sadece birkaç örnektir. TED وهذه أمثلة قليلة فقط عن الشركات التي تشتري البلاستيك الخاص بنا عوضاً عن البلاستيك الأولي لصنع منتجاتهم الجديدة
    Hollywood bir filmde küçük bir şehir yolunu yapmak için milyonlarca dolar harcamıştı, çünkü elle yapmak zorunda kaldılar. TED هوليوود ستصرف الملايين من الدولارات لصنع ممر صغير لفلم لأنهم سيضطرون إلى صنعه يدويا
    Bilgisayar çipi üretim sanayisinde kullanılan tekniklerle hem hücrelerin hem de ortamlarının boyutlarına uygun yapılar yapmaya uğraşıyoruz. TED نستعمل تقنيات من الصناعة التحويلية لرقاقات الحاسوب لصنع هذه الهياكل ذات المقياس المناسب للخلايا و لبيئتها.
    Kare kare tasarlayarak, robotu mümkün olduğunca zarif ve çekici yapmaya çalıştım. TED لذلك ذهبت و صممت الاطار تلو الاخر في محاولة لصنع هذا الروبوت بحيث يكون ممتع و رشيق قدر الامكان
    Muhtemelen yeni bir evren yaratmak... uzay-zamanın dokusunu değiştirmekle mümkün olur. Open Subtitles لصنع كون جديد من المفترض أن يكون عليك .التلاعب ببنية الزمكان
    Deneylerden bir tanesini BMW için yaptım, araba yapma denemesi. TED أحدها تجربة قمت بها ل BMW ، محاولة لصنع سيارة.
    Bodrum katında, bazı küvetler bulacaksınız... son zamanlarda yüksek miktarlarda... nitrogliserin yapımında kullanıldı. Open Subtitles في القبو ستجد أحواض أستحمام أستخدمت مؤخراً لصنع كميات كبيره من النيتروجلسرين
    bilginin işlenmesidir. Bilginin işlenmesi bir hesap işidir, hesap işi için bilgisayara ihtiyaç vardır -- elinizde madde olmadan bilgisayar yapmanın bilinen bir yolu yoktur. TED تحويل للبيانات وبما أن تحويل البيانات يحتاج الى عمليات حسابية والعماليات الحسابية تحتاج الى أجهزة حاسوب.. ولا توجد طريقة معروفة لصنع حاسوب بدون استخدام المادة.
    Sen, aynı iksirden bir daha yapabilmek için yeterli kulak kaldı mı? Open Subtitles أنت ، هل لديك ما يكفي من الأذن لصنع جرعة أخرى ؟
    Yaşayan organizmalar yapacak yeni yollr biriktirir, çünkü bu hataların bir kısmı işe yarar. Yani DNA öğreniyor, ve TED فهوّ يراكم طرقاّ جديدةً لصنع أنظمةٍ حيّة لأنّ بعضاً من هذه الأخطاء يعمل. فالحمض النّووي يتعلّم
    Ama artık hücrelerle yarattığımız bu yapıları oluşturmak için daha iyi yollarımız var. TED ولكن الآن لدينا طرق أفضل لصنع هذه الهياكل باستخدام الخلايا.
    Kusursuz bir taklit üretmek için ellerinde her şey mevcut! Open Subtitles إنّ لديهم كلّ ما يحتاجه المرء لصنع اللوحة المُزوّرة المثاليّة.
    Ve bundan, dokumaya elverişli, dayanıklı bir ipliğin elde edilebileceğini anlamış. Open Subtitles و الحصول على خيط منه خيط كان قوى جدا لصنع النسيج
    Güzel, esas sorumuz gerçekten güzel bir taklit yapıp, sonra da doğru kâğıdı bulup, arşivlere geri koymanın derdini almak neden? Open Subtitles حسناً، السؤال هو: لماذا يعاني لصنع نسخة مزيفة جميلة على نفس النوع الصحيح من الورق فقط ليقوم بوضعها في المحفوظات ؟
    Ve uranyumu da deniz suyundan ayrıştırmamız lazım, buda sarı çizgidir, yani konvansiyonel nükleer enerji santrallerinin yapımı aslında bizim çok işimize yarar. TED وسيتوجب علينا إستخلاص اليورانيوم من ماء البحر، الذي هو الخط الأصفر، لصنع محطات توليد الطاقة النووية التقليدية التي تفعل الكثير لنا في الواقع.
    Hayatlarımıza veriler yön veriyor, ve bu verilerin sunumu büyük hikayeler anlatmak için bazı şaşırtıcı arayüzler yapmada bizim için bir fırsattır. TED فحياتنا تقودها البيانات، وعرض هذه البيانات هي فرصة لنا لصنع بعض الوسائط الرائعة والتي تحكي قصص عظيمة.
    O sepeti hazırlamak iki haftamı almıştı. Open Subtitles اوه لا لا لقد أخذت منى اسبوعين لصنع هذه السلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more