Eh bu eski çiftlikten fazlasını istediğini hep biliyordum. | Open Subtitles | حسناً لطالما عرفت أنك تريدين مايتعدى هذه المزرعة القديمة |
Eve giden yolu bulmama yardım edebilecek tek kişinin sen olduğunu hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفت أنّك التي ستساعدينني في إيجاد طريقي إلى موطني. |
Yapmam gereken başka şeylerin olduğunu hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفت أن هناك شيء آخر يجب أن أقوم به |
Söylemek neden bu kadar zor, bilmiyorum. her zaman biliyordum. | Open Subtitles | لا أعلم لما يصعب علي قول ذلك، لطالما عرفت ذلك. |
- Hep March ailesinin bir parçası olmam gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | لطالما عرفت ذلك... علي ان اكون جزءا من عائله مارش |
Kabul et Clark, kalbinin derinliklerinde Lex'in neler yapabileceğini hep biliyordun. | Open Subtitles | واجه الأمر كلارك بأعماقك لطالما عرفت مايقدر ليكس على فعله |
Başından beri biliyordum ama sen mutlu olduğun için gözlerimi kaçırdım ve düşünmeme sebep oldu. | Open Subtitles | لطالما عرفت وغضضت الطرف فقط لأن ذلك يسعدكِ ولم توحي لي بفكرة |
Bunu kimseye söylemedim; ama farklı olduğumu hep biliyordum. | Open Subtitles | لم أخبر أحدآ أبدآ ولكني لطالما عرفت أنني مختلفة |
hep biliyordum ve sanırım sen de farkındaydın ikimiz oldukça iyi bir takımız. | Open Subtitles | لطالما عرفت وأعتقد أنك تعرف بأننا شكلنا فريقاً جيداً |
Bu günün geleceğini hep biliyordum ve keşke senin olanı geri alman için yelken açarken keşke yanında olabilseydim. | Open Subtitles | لطالما عرفت ان هذا اليوم سيأتي واتمنى بأن اكون بجانبك عندما تبحرين لاستعادة ماهو لك |
Son derece acımasız biri olacak potansiyelin olduğunu hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفت أنك تحمل القدرة على أن تصبح متحجر القلب إذا تطلب الأمر |
Çocukken bir fark yaratmak istediğimi hep biliyordum ve bir şekilde dünyayı daha güzel, daha ilginç ve daha adil yapmak istediğimi de. | TED | لطالما عرفت منذ أن كنت صغيرا أنني كنت أريد أن أصنع الفرق،وبطريقة ما أن أجعل العالم أكثر جمالا وإثارة للاهتمام وأكثر عدالة. |
Bir gün adam olacağını hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفت بأنك ستكون ذا شأن. |
Bunu hep biliyordum. Sana hep yardım etmeye çalıştım. | Open Subtitles | لطالما عرفت بذلك وحاولت المساعدة |
İçinde bunun olduğunu hep biliyordum. | Open Subtitles | . لطالما عرفت أنك ستكون هكذا يوماً |
İyi bir yalancı olduğunu hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفت أنكِ كاذبة ماهرة فقط .. |
Gerçekte nasıl bir kadın olduğunu hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفت نوع المرأة التى أنت عليه |
Nasıl bir adam olduğunu hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفت أي نوع من الرجال هو |
Başarılı olacağını her zaman biliyordum. Bütün fakülte biliyordu. | Open Subtitles | لطالما عرفت أنه سيرتقي عالياً هيئة التدريس كلها توقّعوا ذلك |
- Hep March ailesinin bir parçası olmam gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | لطالما عرفت ذلك... علي ان اكون جزءا من عائله مارش |
Peki, Paul hakkındaki gerçeği hep biliyordun, değil mi? | Open Subtitles | لطالما عرفت الحقيقة بشأن (بول) إذًا، صحيح؟ |
Senin aslında nasıl biri olduğunu en Başından beri biliyordum. | Open Subtitles | أردت إخبارك أنّي لطالما عرفت حقيقتك |