Birkaç yıl içinde Tokyo'ya geri dönebileceğimi söz verdiler. | Open Subtitles | وعدوني أن بإمكاني العودة لطوكيو خلال 3 أو 4 سنوات |
Ama daha çok erken. Hem Tokyo'ya çok da sık gelmiyorsunuz. | Open Subtitles | لازال الوقت مبكر جداً انتم لا تأتون لطوكيو كثيراً |
Tokyo'ya geri döneceği... | Open Subtitles | حتى لو عادت إلى اليابان لم أظن أنها ستعود لطوكيو |
Ama birbaşına Tokyo'ya gitmesine izin veremezdim. | Open Subtitles | لكن لم استطع ان اتركها تذهب لطوكيو لوحدها |
Albay, lütfen sakinleşin ve Neo Tokyo'yu daha fazla sizin ...sağduyulu pencelerinize bırakamayacağımızı anlamaya çalışın. | Open Subtitles | ايها العقيد، لن نقدر بعد غادر المكان... لطوكيو الجديدة إلى... تقديرك الوحيد. |
Her gece 11'de Tokyo'ya bir uçak var. - Ne zamana olsun? | Open Subtitles | هل هناك رحلة ليلية لطوكيو الساعة 11 متى؟ |
Tokyo'ya kadar geri püskürtülseler bile umurumda değil. | Open Subtitles | أنا لا أهتم أذا كانوا مصدودون طوال الطريق لطوكيو أم لا. |
Elbise almak için neden Tokyo'ya kadar gidiyorsun? | Open Subtitles | لماذا تذهبين و تقطعين كل هذا الطريق إلى لطوكيو لشراء اللباس؟ |
Tokyo'ya uçan bir uçakta, 12,000 metre yükseklikteyim ve laptopumda Mets'i canlı izliyorum. | Open Subtitles | لذا سأطير لطوكيو على ارتفاع 45 ألف قدم و أنا أشاهد الـ ميث على جاسبي |
Tokyo'ya geleceğimi hiç düşünmemiştim ama Ethan'ın işi burada. | Open Subtitles | لم أعتقد أني سآتي لطوكيو و لكن عمل إيثان |
Ben eşek kadar olmuş, her gün traş olan kendi başına Tokyo'ya gitmiş adamım. | Open Subtitles | أنا رجل كامل النضوج وأحلق كل يوم وذهبت لطوكيو بنفسي |
Eğer Tokyo'ya kadar gelirsen, uğra. | Open Subtitles | فهمت حسنا، زورينا إذا حصل وجئتِ لطوكيو |
Fikrini değiştirmedi ve dalga geçmek için Tokyo'ya gitmedi. | Open Subtitles | انها لن تذهب لطوكيو بهذه الشكل |
Saçmalama; iş için Tokyo'ya gitmek zorundaydı. | Open Subtitles | ما الذي تقولينه؟ ذهب لطوكيو في رحلة عمل |
Tokyo'ya giderken uğramamız gereken yerlerden biri. | Open Subtitles | التى تعتبر اول خطواتنا للوصول الى الطريق لطوكيو . |
Tokyo'ya taşınman falan çok ciddi şeyler. | Open Subtitles | اصبح الأمر ثقيلاً بانتقالك لطوكيو |
Tokyo'ya gelirken, çok cesur olduğumu düşünmüştüm ama Ethan beni terk etti. | Open Subtitles | و ظننت أنه سيكون أمر شجاع أن آتي لطوكيو ... و لكن إيثان تركني، و أنا |
Buraya, yani Ningyo Kaoku, Tokyo'ya geldiğimden beri Rossum'un gözü üstümde. | Open Subtitles | روسوم" تراقبني بإستمرار" منذ أن جئت لطوكيو |
Daha önce Tokyo'ya gitmediğinize inanamıyorum. | Open Subtitles | الشركة كانت صغيرتي لا أصدق يا رفاق أنكم لم تذهبو لطوكيو أبداً . |
Yarın hepimiz Tokyo'ya gideceğiz zaten. | Open Subtitles | جميعنا سنذهب لطوكيو غداً |
Tokyo'yu ödememizin yolu olan Brandon, Schmidt. | Open Subtitles | "براندون" هو الطريقة التي سندفع لطوكيو "شميت" |