"لطيفَ" - Translation from Arabic to Turkish

• güzeldi
• hoştu
• tatlıydı
• kibar
• çok hoş

Bu çok güzeldi, aslında o kadar da kötü biri değilsin sen.
حَسناً، ذلك كَانَ لطيفَ أنت لَسْتَ سيئَ جداً مع ذلك

Frasier, seni tekrar görmek gerçekten güzeldi.
فرايزر، هو كَانَ لطيفَ جداً لرُؤيتك ثانيةً.

Şey, çok güzeldi, rol yapmayan biriyle tanışmak çok güzeldi.
حَسناً, كَانَ لطيفَ جدا مقابلتك شخص ما لا يمثل

Söyleme tarzı çok hoştu.
هو كَانَ لطيفَ الطريقَ قالتْها.

- Mahallenin papazını düşün! - Deneyeceğim, ama çok tatlıydı.
فكّرُي بالقسيس بتاعك هأُحاولُ،لَكنَّه كَانَ لطيفَ جداً.

Buddy'i beslemem gerek, seni görmek güzeldi, Rod.
رفيق غذاءِ سأصبح، لكن لطيفَ جداً لرُؤيتك، قضيب.

- Seni yeniden görmek güzeldi.
هو كَانَ لطيفَ الذي يَراك ثانيةً.

Herşey çok güzeldi, sonra Joe'ya dedim ki "Patatesini beğenmedin mi?"
كُلّ شيء كَانَ لطيفَ كما يُمكنُ أَنْ يَكُونَ، وأنا قُلتُ، "هَلْ لا تَحْبُّ بطاطتَكَ؟ "

İçerisi çok serin ve güzeldi. Evet.
هو كَانَ لطيفَ جداً و رائع هناك

-Seninle tanışmak çok güzeldi.
- لقد كَانَ لطيفَ جداً مُقَابلَتَك . معالسلامة.

Seni görmek güzeldi, Tony.
هو كَانَ لطيفَ الذي يَراك، توني.

Ehh seninle konuşmak güzeldi.
حَسناً، هو كَانَ - - هو كَانَ لطيفَ كَلام معك.

Bu güzeldi!
ذلك كَانَ لطيفَ

Hayatım. - Sizi görmek de güzeldi.
- هو كَانَ لطيفَ الذي يَراك، أيضاً.

Çok güzeldi.
كانَ لطيفَ حقاً.

Çok güzeldi.
هو كَانَ لطيفَ.

Bana karşı iyi davranman çok hoştu.
ان تكُونَ لطيفَ معي كَانَ حلوّ

-Evet, bunu bana vermesi çok hoştu ama bunu tutamam.
نعم، هو كَانَ لطيفَ مِنْها لإعْطاء هذا لي، - لَكنِّي لا أَستطيعُ إبْقائه.

Çok hoştu. Kendimi tutamadım ve...
كَانَ لطيفَ جداً ...لم أَستطيعُ أَنْ أُساعدَ نفسي، و

Sağlık Kulübü'ne gelince beni göremiyormuş gibi yapman da çok tatlıydı.
هو كَانَ لطيفَ عندما خَرجتُ مِنْ الحمام المعدني

-Bana da kibar davransa keşke.
- يَجِبُ أَنْ يَكُونَ لطيفَ جداً معى. - وأنا.

Tabii, bir Amerikan futbol bileti de çok hoş olur.
بالطبع، التذاكر إلى لعبة السوبر بول سَيَكُونُ لطيفَ جداً