Görünüşe göre karımın görüntüsü, senin oyunun daha çok dikkat dağıttı. | Open Subtitles | يبدو أن ظهور زوجتي قام بتزويدنا بألهاء أقوى من لعبتك الصغيرة |
Bu senin oyunun değil, Ray. Henüz 3,000 kaybettik. | Open Subtitles | ليست لعبتك يا راي خسرت تواً 3 آلاف دولار |
İş sözleşmelerim beni koruyor Düşes. Öyleyse küçük oyununu oynayacağım. | Open Subtitles | زملائي المقاوليين يحموني ايتها الدوقة , سوف العب لعبتك الصغيرة |
Merak etme, Django. Senin küçük oyununu bozmayacağız. | Open Subtitles | لا تقلق , جانغو نحن لن نفسد لعبتك الصغيرة |
Ne olursa olsun oyun, bir ödülü kovalamaya değmez. | Open Subtitles | مهما كانت لعبتك الغنيمة لا تستحق المطاردة |
Tamam, notu bulacağız. Sakin ol, tamam mı? İşte, küçük oyuncağını al. | Open Subtitles | حسنا, سوف نجد هذا, أسترح أنت حسنا, خذ لعبتك الصغيرة |
Senin ihtiyacın olan şey yeni oyuncağın ile vakit geçirmek. | Open Subtitles | وهو حيث يجب أن تكون، ممضياً الوقت مع لعبتك الجديدة. |
Bu aptalca oyunun amacı nedir bilmiyorum ama hatalısınız. | Open Subtitles | لا أعرف ما هي لعبتك السخيفة، لكن يبدو أنها ساءت تماماً |
Maçlarda da çok sakinsin. oyunun asla bozulmuyor. | Open Subtitles | بارد حقا على الشارع لا يمكنك ان تكون مهزوز في لعبتك ابدآ لا ابدآ |
Maçlarda da çok sakinsin. oyunun asla bozulmuyor. | Open Subtitles | بارد حقا على الشارع لا يمكنك ان تكون مهزوز في لعبتك ابدآ لا ابدآ |
Sense soyunma odasında bir parça göt için oyununu terkediyorsun. | Open Subtitles | وتترك لعبتك السريعة فى مخزن من أجل بعض اللهو مع سافلة. |
Senin bu lanet oyununu oynuyorum çünkü yapacak başka bir şeyim yok. | Open Subtitles | أنا الوحيد الذي ألعب لعبتك بحق الجحيم لآنه لايوجد شيء أستطيع أن أفعله |
- oyununu başka yerde oyna. - Cehenneme git, benden uzak dur. | Open Subtitles | فلتلعب لعبتك في مكان آخر ابتعد عني بحق الجحيم |
Bu oyun sana göre değil, Ray. 3.000 dolar kaybettim. | Open Subtitles | ليست لعبتك يا راي خسرت تواً 3 آلاف دولار |
Sizin oyununuzu oynadık o yüzden dünyanın en iyi oyun sanatçısı olduğunuz konusunda diğerleriyle aynı fikirdeyiz. | Open Subtitles | ..لقد لعبنا لعبتك .وبهذا يمكننا أخيرا الجزم أنك أعظم مصمّمي الألعاب في العالم |
Tamam, al salak oyuncağını. O listeyi akşam 5'te istiyorum. | Open Subtitles | حسنا، خذ لعبتك الغبية هاي ا حتاج لهذه القائمة لتكون منتهية عند الساعة الخامسة، بالضبط |
Şu son çocuğu hatırlıyor musun? Bobby...oyuncağını parçalamıştı. | Open Subtitles | تذكر ذلك الطفل الأخير بوبي , عندما حطم لعبتك الخاصة؟ |
Senin küçük oyuncağın olmayacağım, çünkü nişanlınla bozuk bir ilişkin var. | Open Subtitles | لن أكون لعبتك لأنك تعانين من علاقة مختلة مع خطيبك |
Oynadığın oyunu biliyorum ama oynamaktan sıkıldım. Radcliffe'li bir ukalasın. | Open Subtitles | لقد تعبت من لعب لعبتك أنتي عاشقة رادكليف |
O zaman ona söyleme, ama oyununun şekli savunmadan saldırıya geçmeli. | Open Subtitles | إذاً لا تخبرها بذلك لكن لعبتك يجب أن تتحول من الدفاع إلى الهجوم |
O bir köpek mi yoksa oyuncak ayı mı? | Open Subtitles | إنه ليس كلبك البوميراني أو لعبتك لتلعبي به |
İyi, oyununa devam et. Bende gidip ölümsüz düşmanımı kurtarayım. | Open Subtitles | حسناً,العب لعبتك الصغيرة وأنا سأنقذ عدوي الخالد |
Ben senin küçük oyununda yokum. Yarından itibaren zorunlu koro çalışması! | Open Subtitles | لن ألعب لعبتك التافهة اعتباراً من الغد، تمارين جوقة إجبارية |
Bu buluşma tesadüf değil. oyununuz nedir, Bay Bond? | Open Subtitles | تلك المقابلة ليست بالصدفة ما هى لعبتك ، يا سيد بوند ؟ |
Yine ne işler çeviriyorsun? | Open Subtitles | ما هي لعبتك الآن؟ |
Hayır, icap eden bu gece Oyuna dâhil olman. | Open Subtitles | لا. ماتحتاجه هو أن تركز على لعبتك الليله |
Kalan tek hamlen iksirle oynamak. | Open Subtitles | لعبتك الوحيدة ستكون الدواء |
G-Force en sevdiğin oyun, değil mi? Harika oynuyorsun. | Open Subtitles | لعبة القوة جي , هي لعبتك المفضلة وأنت جيد فيها |