"لعلّها" - Translation from Arabic to Turkish

    • belki de
        
    • olmayabilir
        
    belki de dövmeleri olan o Rus dansçıdır, kendisi de çılgın seksin ilk üçlüsünde. Open Subtitles لعلّها الراقصة الروسية صاحبة الأوشام، والتي في الواقع مثيرة جدا
    belki de senin teslim ettiğin mala. Bunları kafanda çözemiyorsun. Open Subtitles لعلّها المخدّرات التي وصّلتها، إنّك لا تربط بين الأمور في رأسك.
    belki de öyledir. Tam da bütün umutlarını kaybetmişken bir anda hasat kızı diriliyor. Open Subtitles لعلّها كذلك، فقد حسبن أنّ أملهن ضاع، لكن فجأة عادت أحد فتيات الحصاد.
    Belki bizden biri olmayabilir ama bazı şeylere cevap verebilir. Open Subtitles ربما هي ليست واحدة منّا لكن لعلّها تملك بعض الأجوبة
    Böcek ısırığı ısırık olmayabilir. Klor akne tedavisine başlamalıyız. Open Subtitles لدغة الحشرات قد لا تكون لدغة لعلّها بداية عُدٌّ كلوريّ المنشأ
    belki de mucize bir ilaçtır. Ama aynı zamanda başka bir şey de. Open Subtitles لعلّها عقار إعجازيّ، لكنّها أيضًا تمثّل شيئًا آخر.
    Belki bir kazaydı belki de daha kötüsü. Open Subtitles لعلّها كانت حادثة، أو لعلّها كانت شيئاً أسوأ.
    belki de karsiliginda ihtiyacim olan küçük sohbetlerimizden birini yapariz. Open Subtitles لعلّها مقابل لدردشاتنا والتي أحتاجها جدًّا
    belki de dış dünyayı merak ettiğindendir. Hiç ana karaya inmiyorlarmış. Open Subtitles لعلّها فضوليّة بشأن العالم الخارجيّ، فلم يذهبوا للبرّ الرئيسيّ.
    belki de dış dünyayı merak ettiğindendir. Hiç ana karaya inmiyorlarmış. Open Subtitles لعلّها فضوليّة بشأن العالم الخارجيّ، فلم يذهبوا للبرّ الرئيسيّ.
    belki de kolay yoldan kurtulmak istedi. Open Subtitles لعلّها سلكت الدرب الأسهل للموت
    Ama belki de benim için istediğiniz hayat bu değildir. Open Subtitles لعلّها ليست الحياة التي أردتيها من أجلي
    belki de arkadaşlarının onu sevdiğini biliyordur. Open Subtitles لعلّها تعلم بمحبّة صديقاتها لها.
    Şey belki de size ne kadar nakit sorununuz olduğunu bildiğimizi söyleyemeyecek kadar kibardır. Open Subtitles حسنٌ... لعلّها لبقة لدرجة أنها... غير قادرة على إخبارك...
    Üzülme. belki de bu işte de bir hayır vardır. Open Subtitles لا تأسف لعلّها نعمة نتوسّمها نِقمة
    belki de bu şehir onarılamayacak kadar hasarlıdır? Open Subtitles لعلّها معطوبة لدرجة لا تسمح بإصلاحها
    - Ayrıca, kundak yapılması denenen suç mahallinden, suçu kanıtlanmış bir kundakçıyı aramak çok iyi bir fikir olmayabilir. Open Subtitles -أيضاً مهاتفة حارقاً عن عمدٍ مدان .. من مسرح جريمة محاولة الحرق المتعمد.. لعلّها ليست بتلك الفكرة العظيمة
    Artık hiç şansı olmayabilir. Open Subtitles لعلّها لن تحظى بالفرصة أبدًا الآن.
    O da der ki; "Geçerli bir ehliyet olmayabilir ama lanet olası işe yarar bir kimlik işte." Open Subtitles فرد قائلًا: "لعلّها منتهية الصلاحية لكنها إثبات لهويّتي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more