"لغتك" - Translation from Arabic to Turkish

• dilini
• dilinizi
• dilin
• n
• Konuşmana
• İngilizcen
• dil
• dili
• dikkat
• İngilizce
• İspanyolcan
• İngilizceniz

dilini öğrenmek istiyorum. Bana öğreteceğine söz vermiştin.
أريد أن أتكلم لغتك لقد وعدتني أن تعلمني إياها

dilini öğrenmek istiyorum. Bana öğreteceğine söz vermiştin.
أريد أن أتكلم لغتك ,لقد وعدتني أن تعلمني إياها

Bir örneğini dışarıda görmüşsünüzdür, siyah ve sarı şeritlerle çevrili bir harf sahnesi üzerinde"dilinizi öldürmeyin!"
رأيتم مثالًا عليها في الخارج مشهد حرف وحوله شريط بالأصفر والأسود، كتب عليه: لا تقتل لغتك.

Çok isterim. Şiddet dilin ise oğlunun ayrılması hiç şaşırtıcı değil.
إذا كان العنف لغتك الوحيدة فلا عجب من رحيل ابنك ..

Anlayabildiğine göre Fransızca'n iyi olmalı.
لابد أن لغتك الفرنسية جيدة حتى استطعت فهم ذلك كله

Konuşmana dikkat et, genç bayan.
راقبى لغتك أيتها السيده الصغيره

İngilizcen bir Alman için çok iyi.
لغتك الإنجليزية جيدة بالنسبة لرجل ألماني

Bunun neden böyle olduğunu bilmiyorum, ama sanıyorum ki, yetişkin olarak dil öğrenirken hep anadil üzerinden, bilinen bir dil üzerinden gidiliyor olması.
أنا لا أعرف السبب في هذه الحالة، ولكن تخميني هو لأنه عندما تتعلم اللغة كشخص بالغ، فأنت تقريبا تتعلمها عن طريق لغتك الأصلية

dilini düzgün konuşamayanlarla dalga geçtiysen eğer...
تريد ان تعوض عن ضحكك على الناس الذين لايعرفون تحدث لغتك

Görüyorum ki, okulda dilini ilerletmişsin.
حسناً، أرى أن تلك الكليّة قد حسّنت من لغتك

dilini geliştirir geliştirmez gazetelerde ya da basında, çeviri işi falan ayarlayacağız sana.
حينما تتحسن لغتك سنحرص على أن نجد لكِ وظيفة في الصحيفة أو في دار النشر أو كمترجمة

dilinizi konuşabilseydim bile hislerimi sana anlatabileceğimi sanmam.
حتى لو كان بوسعي أن اتكلم لغتك لا أعتقد بوسعي أن أقول لك ما هو شعوري

Bana dilinizi öğrettiğin için, kızıl veba çarpsın üstüne.
فلينزل بك الجرب لأنك لقنتني لغتك

Bu aptal ay dilinizi öğrenecek vaktim yok!
ليس لدي الوقت لتعلم لغتك القمرية الغبية

Sadece iki yıldır çalışıyorsun ve Rusçayı ana dilin gibi konuşabiliyorsun.
قد مرت سنتين فحسب و تتكلم اللغة الروسية كأنها لغتك الأم.

Yokluğumda Türkçe'n tekâmül etmiş. Aferin.
‫لقد تطورت لغتك التركية في غيابي، أحسنت‬

Konuşmana dikkat et. Aramızda bir büyük var.
راقبي لغتك هنا ناس بالغين

İngilizcen iyi değil biliyorum, kılavuzu çince.
أعلم أن لغتك الانجليزيه ضعيفه لذلك فهي مكتوبه بالصينيه

Ama kullandığın dil bence biraz uygunsuz.
ولكني أظن بأن لغتك ربما تكون غير مناسبة قليلاً

- ingilizce konusmaniz gerek. - Gel buraya. - Konustugunuz dili anlamiyoruz.
يجب أن تتكلمي الإنجليزية هو لا ييفهم لغتك

Dediklerine dikkat et yoksa başka bir yere giderim.
و عليك الحفاظ على لغتك أو سأذهب إلى مكان آخر

Ve İngilizce'nizin iyi olduğu konusunda önce bizi tatmin etmeniz lazım.
ينبغي أن تجعلنا مقتنعين أولاً بأن لغتك الإنجليزية جيدة بما يكفي

İspanyolcan daha iyi olsaydı, bunların hepsini sen de anlardın.
لو كانت لغتك الأسبانية أفضل من هذا لأدركتي هذا كله

Kanada olduğunuzda İngilizceniz çok iyi olacaktır.
حيث إنك من كندا, لغتك الأنجليزية تبدو أنها جيدة جدآ.