Umut edelim de bir anlaşmaya varsınlar ve bizi Bir süre serbest bıraksınlar. | Open Subtitles | دعنا نأمل أنهم يمكنهم التوصل إلى اتفاق وان يتركونا لحالنا لفترة من الوقت. |
Bu şehir benim için bitti. En azından Bir süre için. | Open Subtitles | هذه البلدة قد انتهت بالنسبة لي على الأقل لفترة من الوقت |
Bu durum hoşuma bile gitti. Bir süre sessiz kalmak iyi geldi. | Open Subtitles | وعجبنى ذلك.أعتقد أنه شىء جيد . أن تبقى صامت لفترة من الوقت |
Yanlış anlama, Bir süreliğine beni de yalnız bırakırsan çok sevinirim. | Open Subtitles | بكلّ احترام، سأقدّر لك لو تركتني وشأني لفترة من الوقت أيضاً. |
Dolayısıyla uzun bir süredir bu mücadeleye katkıda bulunuyorum. | TED | فقمت بالاستثمار في هذه المعركة لفترة من الوقت. |
Bir süre daha böyle devam ediyor ama anlatma kısmına başlamama izin ver. | Open Subtitles | وهكذا على هذا المنوال لفترة من الوقت ولكن دعني أقرأ لك الجزء .القادم |
O ve Rob Wham'i görmeye gittiler. Bir süre dönmezler. | Open Subtitles | هي وروب ذهبوا لرؤية ويم لن يعودوا لفترة من الوقت. |
Bir süre bizim oralarda pek dolanmasan iyi olur çünkü senin arabanı tanıyorlar. | Open Subtitles | شيء اخر. يجب عليك ان لا تذهبي لجهتي في المدينة لفترة من الوقت. |
Bir süre yatacaklar ama iyi olacaklar, Super de öyle. | Open Subtitles | و سينالان راحة لفترة من الوقت لكنهما سيكونان بخير أيضاً. |
Peki o halde, siz gençler Bir süre bizimle takılabilirsiniz belki? | Open Subtitles | إذاً، هل تودون يا رفاق الذهاب معنّا لفترة من الوقت ربما؟ |
Ve ne olduğunu biliyorsun, artık Bir süre saha gezisi yok. | Open Subtitles | وأنت تعرف ما، لا مزيد من الرحلات الميدانية لفترة من الوقت. |
Ben gidip, Bir süre asansörle yukarı çıkıp aşağı ineceğim. | Open Subtitles | أنا فقط سأذهب لأركوب المصعد صعودا وهبوطا لفترة من الوقت. |
Bir süre yürüdük ve dedim ki "Hadi esnaf topluluğu için bir şeyler yapalım." | TED | تحدثنا لفترة من الوقت وقلت، هيا نفعل شيئًا لمجتمع الحرفيين |
Artı, işten Bir süre ayrı kaldığımız için işe geri dönmek için enerji ve heyecanımız var. | TED | بالإضافة أننا نملك النشاط والحماس حول العودة إلى العمل لأننا تحديدًا كنا بعيدين عنه لفترة من الوقت. |
Ve bu, Bir süre böyle gidiyor. Kargalar yapmaları gereken şeyin, ortaya çıkıp bozuk paranın gelmesini beklemek, | TED | ويمضي هذا لفترة من الوقت. تتعلم الغربان أنه ينبغي عليهم فعل شئ للنتيجة، |
Polisler etrafı kurcalıyor, bizi Bir süreliğine içeri sokmak istiyorlar. | Open Subtitles | الشرطة يحاولون استخراج المعلومات يريدون أن نتوقف لفترة من الوقت |
Kulüplerimizde iş yapacak olan yeni insanlar var, Bir süreliğine, haftada birkaç gün. | Open Subtitles | سيكون لدينا أناس جدد يعملون في النادي لفترة من الوقت 3 أيام أسبوعياً |
Hapisteki bir mafya lideri, pozisyonunu Bir süreliğine idame ettirebilir muhtemelen. | Open Subtitles | يمكن لزعيم العصابة في السجن الحفاظ على منصبه لفترة من الوقت |
DEA'nın bir süredir Choi'nin peşinde olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | قلت لإدارة مكافحة المخدرات تم بعد شوي لفترة من الوقت. |
Onun Bir süre daha buraya gelmeyeceğini umuyordum. | Open Subtitles | . حسناً ، آمل أن تؤخر مجيئه لفترة من الوقت |
İyiyim, ama Bir ara çok korkunçtu. | Open Subtitles | أنا بخير الآن، ولكنه كان مخيف حقا هناك لفترة من الوقت. |
Zor Bir dönem geçiriyordum. Çok serttim. | Open Subtitles | حسناً، كان قاسياً لفترة من الوقت كنتُ مريراً |
bir müddet yüzünüzü germemeye dikkat edin. | Open Subtitles | لفترة من الوقت يجب أن تكون حذرا لا تمط أي شي |
Ve bu noktada kesin olarak yaptıkları bir şeyse; %0.1'lik o çok harika bir şeyi elde ettiyseniz, değerini bilmeniz, onun özelliğini korumak için, belirli süre zarfında bir diğerini daha elde edemeyeceğinizden emin oluyorlar. | TED | و شيء واحد يقومون به بالتأكيد في هذه اللحظة ألا و هو حين حصولكم على العنصر المميز ذي النسبة 0.1 بالمئة, فهم يحرصون على ألا يظهر لكم عنصراً آخر مثله لفترة من الوقت. للإبقاء على قيمته و لإبقائه خاصاً. |