Aynen öyle. Senin için her şeyi yaparım, tatlım. Özellikle de kolaysa. | Open Subtitles | بالطبع ، أنا مستعد لفعل أي شيء لأجلك يا حبيبتي ، خاصة إن كان سهلاً |
Anneni ve o çöreği geri almak için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | أنا مستعد لفعل أي شيء لاستعادة أمكما وتلك الكعكة المحلاة |
Bir şey yapmak için elimde kalan tek sebep para. | Open Subtitles | المال هو السبب الوحيد الذي تبقَ لي لفعل أي شيء |
O kadar çok acıdı ki durması için her şeyi yapacağımı söyledim ona. | Open Subtitles | قلت إن الألم لا يُطاق وإنّي مستعدّ لفعل أي شيء يوقفه عن تعذيبي. |
Ve ikinci bir fırsat için gerçekten her şeyi yapmaya hazırım. | Open Subtitles | و أنني مستعدة لفعل أي شيء لأحصل على فرصة ثانية |
Bu yüzden, alıştığı aile olabilmeleri için her şeyi yapardı. | Open Subtitles | ... لذا كان مستعداً لفعل أي شيء قد يُمكنهم من أن يكونوا العائلـة التي كانوا عليها |
Belki de Chavez'in açlıktan kendisini öldürmesine göz yummalıyız böyle olursa Hiçbir şey yapmak zorunda kalmayız. | Open Subtitles | ربما نترك شافيز ,يجوع حتى الموت لن نضطر بعدها لفعل أي شيء |
Dilediği her şeyi yapabilecek mevki ve nüfuza sahip biri. | Open Subtitles | هو حصل على موقع و نفوذ لفعل أي شيء يريده. |
Muhteşem biri. Hayranları için her şeyi yapar. | Open Subtitles | إنه مذهل ، ومستعد لفعل أي شيء من أجل معجبيه |
Yaşamak için herşeyi yapmaya hazırım. | Open Subtitles | أنا مستعد لفعل أي شيء حتى أعيش.. أي شيء. |
Hiçbirşey yapmak zorunda değildin, Liam. | Open Subtitles | لم تضطر لفعل أي شيء يا ليـام |
Ellerim bir şeyler yapmak için sıkıcıdır ve karakter için o kadar doğru gözükmektedir. | Open Subtitles | يداي تتوقان لفعل أي شيء وتبدو الحياكة مناسبة للشخصية |
Kralın istediği her şeyi yaparım. Ama bazen... | Open Subtitles | أنا على إستعداد لفعل أي شيء يريده الملك، ولكن أحيانا |
Tekrar yürüyebilmek için her şeyi yaparım demiştim. | Open Subtitles | بأنني على استعداد لفعل أي شيء لأتمكن من المشي مجددًا |
Bunu telafi edecek Bir şey yapmak istiyorum. | Open Subtitles | وأنا مستعد لفعل أي شيء كان لتصحيح هذا الأمر |
Eğer Bir şey yapmak istemiyorsa, o zaman kaderlerimizi kendimiz kontrol etmeliyiz. | Open Subtitles | إذا كان غير مستعد لفعل أي شيء ، فلا بد من ان السيطرة على مصيرنا. |
Senin için her şeyi yapmaya hazırım. | Open Subtitles | أنا مستعدة لفعل أي شيء من أجلك. |
Onun için her şeyi yapardı. | Open Subtitles | كان على إستعداد لفعل أي شيء لأجلها. |
Hiçbir şey yapmak zorunda değilim. | Open Subtitles | لست مضطراً لفعل أي شيء |
her şeyi yapabilecek kadar zekiydi ama benim seçtiğim yoldan gitmeyecek kadar akıllı olamadı. | Open Subtitles | ذكي كفاية لفعل أي شيء لكن ليس ذكيا كفاية ليتجنب الطريق الذي سلكته |