Büyükbaban öldükten sonra büyükannen her fırsatta mezarına bir adak sundu. | Open Subtitles | بعد أن مات جدك تذهب جدتك لقبره كلما سنحت لها الفرصة |
Onu kumlu mezarına götüren kendi aptal kararıydı. | Open Subtitles | لقد كان خياره هو ليقود نفسه لقبره الرملي |
Ölü adam mezarından doğrulup mezarına döndüğünde gözetlemeye devam edeceksin. | Open Subtitles | إذا نهض الميت عندما يعود لقبره ستستمر بالمراقبة |
Yanlış adamı yakaladınız yanlış bilgiler edindiniz ve masum bir insanı mezara götürdünüz. | Open Subtitles | أمسكتم الرجل الخطأ لديكم الحقائق الخاطئة وقدتم رجل بريء لقبره |
İnan çünkü bunlar gerçek! Şanslı olanları pişman olamadan mezara girdiler. | Open Subtitles | ! صدقي لانها الحقيقة الرجل المحظوظ يذهب لقبره بدون اي ندم |
Anlatmak için mezarına gittim, ki pek yapmam. | Open Subtitles | ذهبت لقبره لإخباره وهذا ليس بطبعي |
Bir gün, denizde, toprağın kokusunu gözleyeceksin, ama toprak olmayacak ve o gün Ahab mezarına girecek, ama bir saat içinde tekrar dirilecek. | Open Subtitles | سترى بذات يوم أنك ستشتم رائحة البر حيث لن يكون هناك بر وبذلك اليوم سيذهب (آخاب) لقبره لكنه سيظهر في غضون ساعة |