Kendini değerli bir rakip olarak kanıtladın. Şimdi beni dinle. | Open Subtitles | لقد أثبت نفسك أنت خصم يستحق , الآن إسمعيني |
Kendini bir başkasının yerine koyamadığını kanıtladın. | Open Subtitles | لقد أثبت للتو أنك غير قادر على الشعور بالتعاطف |
Bilim çoktan sigaranın, alkolün ve Çin Yemeklerinin tehlikesini kanıtladı ama ben hâlâ herkes için kolayı da mahvedebilirim. | Open Subtitles | لقد أثبت العلم مخاطر التدخين والكحول والطعام الصيني، ولكني لا أزال أستطيع افساد المشاريب العادية للجميع. |
Gerçekten. Kira'nın yaşadığını, uzaktan öldürebildiğini ve Japonya'da olduğunu kanıtladı. | Open Subtitles | لقد أثبت بأن الوفيات كانت جرائم قتل وأن كيرا في اليابان |
Sırlarımı saklayabildiğini ispatladın. | Open Subtitles | لقد أثبت أنه بإمكانك المحافظة على أسراري |
Öğreneceğin çok şey var, Savan. Bu kabilenin en iyi avcısı olarak kendimi kanıtladım. | Open Subtitles | ـ لديك الكثير من الوقت لتتعلم, سافان ـ لقد أثبت جدارتي أفضل صياد في هذه القبيلة |
Büyüye karşı yaptığımız savaşta bir müttefikimiz olduğunu kanıtladın. | Open Subtitles | لقد أثبت نفسك لتكون حليف موثوق به في حربنا ضد السحر |
Babanın ihanetine rağmen ülkene bağlılığını kanıtladın. | Open Subtitles | في الواقع، لقد أثبت ولائك ضد خيانة والدك |
Bizlerin, gerçekte nasıl insanlar olduğumuzu kanıtladın. | Open Subtitles | لقد أثبت إننا ذاك النوع من الناس بالفعل الذي نحن أنكرناه |
Bizlerin, gerçekte nasıl insanlar olduğumuzu kanıtladın. | Open Subtitles | لقد أثبت إننا ذاك النوع من الناس بالفعل الذي نحن أنكرناه |
Bunu yaptıklarınla sen kanıtladın geri zekalı. | Open Subtitles | لقد أثبت هذا بمجرد تواجدك أيها الأحمق الغبي المسكين. |
Aşçı sensin ve laboratuvarı bensiz işletebileceğini de kanıtladın. | Open Subtitles | أنت الطباخ و لقد أثبت أنه بإمكانك إدارة المعمل من دوني. |
Einstein, Brown hareketinin gerçekleşmesi için, atomların var olmaları gerektiğini kanıtladı. | Open Subtitles | لقد أثبت أينشتاين أنه كي تحدث الحركة البراونية فلابد أن توجد الذرات |
Dışarıdaki dünya bizim gibileri asla kabul etmeyeceğini bir kere daha kanıtladı. | Open Subtitles | لقد أثبت العالم الخارجي مرة أخرى.. أن من هم أمثالنا لن يُقبلوا قط. |
Kanıtlaması gereken şeyi, kendine ve ondan şüphe eden herkese kanıtladı. | Open Subtitles | لقد أثبت ما كان بحاجة لإثباته، لنفسه ولأي شخص كان يشكك به. |
Unalaq öğrenmem gerekeni bilen tek kişi olduğunu kanıtladı. | Open Subtitles | لقد أثبت أنولاك أنه الوحيد الذي يعرف ما يلزمني لأتعلمه |
Pek çok vasfı olduğunu kanıtladı. Fakat ahmak değil. | Open Subtitles | لقد أثبت الكثير من الأشياء، والحماقة ليست منهم |
Cary, Eyalet Savcılığı'nda kendini ispatladın ve şimdi de biz büyümeye başladık ama her zamanki gibi karakterler arasında denge arıyoruz. | Open Subtitles | حسناً كاري, لقد أثبت جدارتك في مكتب المدعي العام ونحن نسعى للتوسع |
Senin hayatını kurtardım. Claudia'nın da hayatını kurtardım. Güvenilebilir olduğumu kanıtladım. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياتكِ وحياة (كلوديا) لقد أثبت أن يمكن الثقة بيّ.. |
Bana hiçbir şeyin bu hayattan daha değerli olmadığını gösterdin. | Open Subtitles | و لقد أثبت لي أن لا يوجد شئ يستحق أكثر من هذه الحياة |
Fraser askerî bir zekâya sahip olduğunuz kanıtlandı. | Open Subtitles | فريزر، لقد أثبت أنك تمتلك عقل عسكري سليم |
Erkek beyinlerinin kadın beyinlerinden daha yavaş. Bu kanıtlanmış bir gerçek. | Open Subtitles | لقد أثبت العلم أنّ أدمغة الذكور تنضج أبطأ مقارنة بأدمغة الإناث. |
Bu gemiyi yönetme konusunda ne kadar başarılı olduğunuzu kanıtladınız. | Open Subtitles | لقد أثبت مهارتك في قيادة هذه السفينة |
Sonuç olarak da chuninliğe fazlasıyla yeterli olduğunu kanıtlamış oldu. | Open Subtitles | لقد أثبت بالفعل بأنه يملك من مؤهلات ليكون أكثر من شونين |