"لقد أحببتك" - Translation from Arabic to Turkish

• Seni sevdim
• Seni sevmiştim
• Sana aşıktım
• Seni seviyordum
• Sevdim seni yalnızca
• sana aşığım
• Sana taptım
• çok seviyordum

Bizim evimiz dediğimiz yerde Seni sevdim. Sonucu bu mu?
لقد أحببتك فى هذا المنزل الذى نسميه بيتنا حقا ؟

Seni sevdim ama sana hiç söylemedim, çünkü biz hiç konuşmadık.
لقد أحببتك ولكننى لم أخبرك أبدا لأننا لم نتحدث من قبل

Haklısın, Seni sevdim evlat. Shiva, ondan öğreneceğin çok şey var.
. أنت محق ، لقد أحببتك كثيراً . يجب أن تَتَعَلَّمَ منه الكثير

Her şeyden fazla, Seni sevmiştim, bana herkes gibi ihanet ettin.
لقد أحببتك أكثر من أي شيء آخر وقمت بخيانتي مثل الآخرين

Reddedilmenin verdiği acıyı daha önce de hissetmiş... ama yine de Seni sevmiştim.
لقد شعرتُ بـ ألم إبتعادك مرّةً من قبل ومع ذلك لقد أحببتك.

Sana aşıktım ben, ama sen yüzüme bile bakmadın.
لقد أحببتك, ولم تكوني لتنظري إليّ حتى.

Seni seviyordum... ve bu karanlıka yaşamak buna değerdi... bu hapishanede... ama senin için değil,... senin için yeterince iyi değildim.
لقد أحببتك هذا كان كافيا لي العيش في هذا الظلام

* Sevdim seni yalnızca bin yıl boyunca *
* لقد أحببتك لآلف السنوات *

Seni sevdim. Dürüstsün. Böyle kız arkadaşım olmamıştı hiç.
لقد أحببتك, إنك صادقة ليس لدي صديقات مثلك

Ben Seni sevdim. Seninle seks yapmayı sevdim.
. لقد أحببتك . لقد أحببت ممارسة الجنس معك

- Seni sevdim! Seni sevdim! - Mahalik?
لقد أحببتك، لقد أحببتك مهاليك ؟

Herkes ölmeni isterken ben Seni sevdim.
لقد أحببتك عندما أراد الجميع موتك

Seni sevdim, hala seviyorum.
لقد أحببتك و أحبك لا

Virge, keşke gelsen. Bo'yu sevmeden önce bile Seni sevmiştim.
(فيرج) ، أتمنى أن تأت ، لقد أحببتك قبل أن أحب (بوو) بوقت طويل

Seni sevmiştim dostum.
لقد أحببتك يا رجل

Seni sevmiştim. Seni o. çocuğu.
لقد أحببتك أيها الحقير.

Seni tanımadan önce bile Sana aşıktım.
لقد أحببتك من قبل أن أقابلك.

Seni seviyordum çünkü farklı olduğunu sanıyordum.
لقد أحببتك لإننى ظننت أنك مُختلف

* Sevdim seni yalnızca *
* لقد أحببتك *

Rüzgarın seni bana getirdiği o günden beri ben de sana aşığım.
لقد أحببتك منذُ اليوم الذي .جلبتك الريح إليّ

Seni o kadar çok seviyordum ki, şanslı olduğumu düşündüm.
لقد أحببتك كثيراً لقد أعتقدت أننى محظوظة