Hükümet için çalıştığını söyledim, ama yine de... Gerçeği söylemeyi seviyorum. | Open Subtitles | تقريباً ، لقد أخبرتها أنك تعمل للحكومة ولكن يبقي الأمر حقيقي ، ويعجبني قول الحقيقة |
Yediğin bir şeyden ötürü zehirlendiğini söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أنك تناولت طعاماً لم يتقبلّه جسمك |
Ona senin Londra'da olduğunu, provalara başlayacağımızı söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أنك في لندن ونحن على وشك بدء التجارب |
Ailevi acil bir durumdan dolayı geciktiğini söyledim. | Open Subtitles | أنت, لقد أخبرتها أنك متأخر بسبب أمور عائلية |
Ona vaktini boşa harcadığını söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أنك تضيع وقتها بالمناسبة |
Evet, tabii. Ona eniştem olduğunu söyledim. | Open Subtitles | بالتأكيد، لقد أخبرتها أنك زوج أختي |
ONA ÖLDÜĞÜNÜ SÖYLEDİM. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أنك في عداد الأموات |
Bunu yapmadığını söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أنك لم تفعل هذا |
- Görmek istemediğini söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أنك لا تود رؤيته |
Ona yardım edebileceğinizi söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أنك سوف تساعدها... |
Lütfen, olur mu? Ona, yardım edebileceğinizi söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أنك سوف تساعدها... |
Evet, burada olmadığını söyledim. | Open Subtitles | -أجل، لقد أخبرتها أنك لست هنا |