Sizlere de şimdi açıklayacağım gibi, bu uygulamaların, genetik mühendislik için kullanılabileceğini ve hücrelere, kesimin yapıldığı alanlarda DNA'nın yapısını hassas bir şekilde değiştirebilmeleri için izin verdiğini fark ettik. | TED | وكما سأخبركم الآن لقد أدركنا أن ذلك النشاط يمكن أن يُوظف في هندسة الجينات للسماح للخلايا بأن تحدث تغييراً دقيقاً في في الحمض النووي في المواضع التي حصل عندها القطع. |
Büyük bir iç kanama geçiriyordu. Kan basıncının hızla düşmeye devam ettiğini fark ettik. | Open Subtitles | لقد أدركنا ان ضغط الدم لديها كان في حالة هبوط شديد |
Aslında, ağır avcının seyir sistemini bizim avcı kuşlarıdan birine takabileceğimizi önceden fark ettik. | Open Subtitles | فى الواقع .. لقد أدركنا مبكراً إنه إذا كنا نستطيع تنصيب نظام ملاحة المركبات الثقيلة |
İkimizde zamanla birbirimizden koptuğumuzu fark ettik. Sen? | Open Subtitles | .لقد أدركنا بأننا بالنهاية سنفترق وأنت ؟ |
Evet, fark ettik ki bizim metotlarımızı kullanarak öğrenmeye zorluyorduk seni. | Open Subtitles | نعم، لقد أدركنا أن كنا نحاول أن تحصل للتعرف على استخدام أساليب عملنا. |
(Gülüşmeler) Bu binalardan birkaç tane gördükten sonra -- şehirde çok var bunlardan -- üç çok büyük özellikleri olduklarını fark ettik. | TED | (ضحك) وبعد رؤية عدد قليل من هذه المباني- وهناك العديد منها في هذه المدينة- لقد أدركنا أن لديهم ثلاث نقاط كبيرة جداً. |
Jerome ile takılmayı o siyahî olduğu için sevdiğini fark ettik. | Open Subtitles | لقد أدركنا أنك تفضل التسكع مع (جيروم) لأنه أسود |