Tanrım mektup! Dolapta! Geçen kış sana gelmişti Ethan. | Open Subtitles | الخطاب في الصندوق لقد اتى في الشتاء الماضي |
Eve kalbi umut dolu ve biraz sakinlik rahatlık bulmak, sakinleşmek için gelmişti, fakat onun yerine | Open Subtitles | لقد اتى الى الوطن بقلب مفعم بالامل ليحظى ببعض الامان و بعض الراحه |
Başka bir okuldan gelmişti. Benim sırama oturmuştu. | Open Subtitles | لقد اتى من مدرسة اخرى لقد جلس بالقرب مني |
Bu ülkeye "Artel Hücre"yi tesis etmek için gelmiş. | Open Subtitles | لقد اتى لهذه البلاد كي ينشأ الخلية أوميغا |
Cehennemin dibinden bana hayatı zindan etmeye gelmiş. | Open Subtitles | لقد اتى من قاع الجحيم فقط ليجعل من حياتي معاناة |
İşte geliyor. Tamam, teşekkürler. | Open Subtitles | لقد اتى حسنا شكرا |
- İşte geliyor. - Dikkat! İnanamıyorum. | Open Subtitles | لقد اتى - قف ثابتا - |
Washington'daki evime gelmişti. Bir saatte üç kere düzüştük. | Open Subtitles | لقد اتى لمنزلي ومارسنا الجنس ثلاث مرات في ساعة |
Anlayamadığına eminim. Sadece dans için gelmişti. | Open Subtitles | انا واثقه انه لم يفهم لقد اتى للرقص البطيء فحسب |
Düğününe tam vaktinde gelmişti ama. | Open Subtitles | لقد اتى بالوقت المحدد في زفافة. |
O tam vaktinde gelmişti ama, gelin hiç gelmedi. | Open Subtitles | حسنا, لقد اتى هو, و... وهي لم تأتي مطلقاً. |
Birkaç gün önce hastaneye beni görmeye gelmişti... | Open Subtitles | ...لقد اتى لرؤيتي قبلَ عدةِ أيام في المستشفى |
Babasının denize açılışını seyretmeye gelmişti. | Open Subtitles | لقد اتى لرؤية والده يغادر عبر المياه |
Seninle görüşmek için ta Los Angeles'tan gelmiş, Robert. | Open Subtitles | لقد اتى من "لوس أنجلوس" ليقابلك يا (روبرت) |
Seni bulmaya gelmiş. | Open Subtitles | لقد اتى بحثاً عنكي. |
Para aynı gün gelmiş. | Open Subtitles | بكون (دونوفان) في هيئة المحلفين - لقد اتى في نفسِ ذلكَ اليوم - |
gelmiş Raj! | Open Subtitles | لقد اتى , راج |
gelmiş! | Open Subtitles | لقد اتى , راج |
İşte geliyor. | Open Subtitles | لقد اتى |
İşte geliyor. | Open Subtitles | لقد اتى. |
İşte geliyor. | Open Subtitles | اوه, لقد اتى |