"لقد باع" - Translation from Arabic to Turkish

    • sattı
        
    • satmış
        
    • satmıştı
        
    Apartmanda kira kontrolü var..., yani kendisi taşındığında, ...anahtarını bir sonraki kiracıya sattı. Open Subtitles هذه الشقة مرتبطة بالإيجار لذا عندما إنتقل منها لقد باع مفتاحهُ للمستأجر التالي
    Eski evindeki herşeyi sattı. Bu yüzden, ben de satıyorum. Open Subtitles لقد باع كل شيء في حيه لذا فأنا أبيع كل شيء أيضا
    Adam bana bir bira sattı, belki bir bot da kiralayabilirim. Open Subtitles لقد باع الرجل لى البيرة وربما أستأجر لنفسى قارباً
    Pardon, şef. O zaten 1976'da ruhunu Bee Gees bileti için satmış. Open Subtitles آسف رئيس، لقد باع روحه مسبقاً عام 1976 من أجل تذاكر حفل موسيقي
    Güzel mücevherler satmıştı. Open Subtitles لقد باع بعض الألماسات الجيدة لي
    Büyükbaban da, annen ve baban gibi, ...elde avuçta ne varsa sattı. Open Subtitles إن جدك يحب أمك وأبيك لقد باع كل ما يملك بالفعل
    Çok iyi olduklarını söyledi. O üçkağıtçı bana kağıt paltolar sattı. Open Subtitles لقد قال أنها صفقة جيدة, هذا النصاب لقد باع لى معاطف ورقية
    Bana web sitesi sattı. Web siteleri, bilirsiniz işte.. Open Subtitles لقد باع لى الموقع الالكترونى أنتم تعلمون أن الموقع
    Bob'un yaşlı adamı, budala, tüm mülkünü Ray Ritchie'ye fiyat kırarak sattı. Open Subtitles "بوب" رجل عجوز و أحمق، لقد باع كل ممتلكاته بخسارة ل"راي ريتشي".
    Geçen hafta bir Norveçli'ye 700,000'e bir tane sattı. Open Subtitles لقد باع واحده بـ 700,000 لرجل نرويجي الاسبوع الماضي
    Daha yeni Hollywood stüdyolarına senaryolarından birisini sattı. Open Subtitles انه كاتب لقد باع احدى نصوصه السينمائية الى ستوديوهات هوليود
    Bizim bir hatamız yok. Onun hatası. Dünya Kupası'nda takımını sattı! Open Subtitles لو هنا احد فاشل فلابد ان يكون هو لقد باع فريقه فى بطولة العالم
    Kendi kardeşinin hayatını cehenneme çeviren birine sattı. Open Subtitles لقد باع أخته الوحيدة لرجل جعل حياتي مزرية
    Tek yanlış yaptı ve hayatı mahvoldu. 47.000 dolar için hiç düşünmeden dövüşü sattı. Open Subtitles أجل, لقد باع القتال مقابل 47 ألف دولار و لم يفكر مرتين في الأمر
    Bütün amplifikatörlerini ve dağ bisikletini sattı ama gerçekten hâlâ çok çaresiz görünüyor. Open Subtitles لقد باع كل جيتاراته ودراجته الجبلية ومازال يبدو محبطا
    Şehir mahvoldu resmen. Baban tam zamanında sattı fabrikayı. Open Subtitles وهذه المدينة ساءت حالها , لقد باع والدك مصنعه في الوقت المناسب
    Kömür madenini o gösterişli arabayı almak için devlete sattı. Open Subtitles لقد باع مناجم الفحم المملوكة للدولة لكي يتحمل تكلفتها.
    Birkaç yüzüğünü ve klasik gitarını bana sattı. Open Subtitles حسنٌ، لقد باع لي بضعة خواتم من عنده، و جيتار قديم.
    Evini satmış ama yeni bir tane almamış adına dair hiçbir kayıt yok. Open Subtitles لقد باع منزله ولم يشترٍ منزلاً جديدًا، لا يوجد شيء باسمه
    Kendi hissesini satmış olabilir ama bu mahsul benim. Open Subtitles حقاً , لقد باع نصيبه بالفعل . ولكن هذا المحصول من حصتى أنا
    Kardeşim kendi hissesini satmış, ben satmadım. Open Subtitles , لقد باع شقيقى نصيبه . ولم أقُم أنا بِبيع حصتىِ
    Deke geçen hafta eski kemanını yeni gelen birine satmıştı. Open Subtitles أتعرف (ديك)، لقد باع لوافد جديد كمانه القديم الأسبوع المنصرم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more