"لقد توسلت" - Translation from Arabic to Turkish

• yalvardım
• yalvardı
• yalvarmış
• yalvardın

Sana gitmen için yalvardım, Milton. Onun silahından kurşunları çıkarttım...
لقد توسلت اليك لترحل ,ميلتون لقد اخرجت الرصاص من المسدس

Bizi savaşa zorlamamaları için yalvardım.
لقد توسلت لهم ان لايجبرونا على القتال وهم يعلمون هذا

Biliyorum, ama cadılar bayramındayız. "Hediye yada Ceza" önemli bir şeydir. Jim, ondan rica ettim, ona yalvardım.
أعلم، لكنه عيد الهلوين انه خدعة او متعة جيم ، لقد توسلت اليها وحذرتها

Yerel polis bu olaya el atmamız için bize yalvardı. Aklın nerede?
لقد توسلت لنا الشرطة المحلية لتولي هذه القضية.أين رأسك؟

Fotoğrafı geri vermeleri için onlara yalvarmış.
لقد توسلت للألمان لكى يعيدوا إليها الصورة

Katılmak için sen yalvardın, ben de planı uyguladım.
لقد توسلت لي لأقبلك لذا أنشأت لكي دور تلعبيه

Polise gitmesi için yalvardım ama tekrar öldürmeyeceğine söz verdi.
لقد توسلت إليه أن يذهب إلى الشرطة ولكنه وعدني بأنه لن يقتل مرة أخري

Bak, bu sorumluluğu almak için Daniel'a yalvardım ve ona hiçbir şeyin ters gitmeyeceğine dair söz verdim.
لكنني لم احصل على الشبكة لقد توسلت الى دانيال ليمنحني المسؤولية ولقد وعدته بأن لاشيء سيكون خاطئا

Evet. Izdırabıma son vermesi için Zoidberg'e yalvardım.
نعم, و لقد توسلت لزويدبيرغ حتى ينهي معاناتي

Katılasın diye yalvardım ama şirket incelemelerinin sana göre olmadığını söyledin.
لقد توسلت اليكى ان تنضمى لى و قولتى ان تحقيقات الشركات ليس لكى

yalvardım, yakardım ama çok korkuyor.
لقد توسلت لها، وتضرعت لَكنَّها خائفة جداً

Yargıç Harper'a çıkarması için yalvardım.
لقد توسلت الى القاضية هاربر لإخراجه من هناك

Babamı yalnız bırakması için ona yalvardım, ama o babamın annemi terkedip onla birlikte olacağını söyledi.
لقد توسلت إليها لتترك والدى ولكنها قد قالت أن والدى سيترك أمى ليكون معها

- Yapmaması için yalvardım, emrettim.
لقد توسلت إليها حتى لا تفعل هذا لقد أمرتها بعدم فعل هذا لماذا ؟

Beni dinle diye yalvardım ama sen o dövmeli kanguruyu becermekle meşguldün.
لقد توسلت إليكِ كي تصغي إلي. ولكنكِ كنتِ منشغلة بمضاجعة تلك الأسترالية ذات الأوشام.

Polise kimi arayacaklarını söyledim. Onlara defalarca kez yalvardım.
لقد أخبرت الشرطة عمّن يبحثون، لقد توسلت إليهم مراراً وتكراراً

Oraya götürmemem için yalvardı, iyi olacağına söz verdi.
لقد توسلت إليّ ألا أصطحبها لهناك ووعدتني أنها سوف تتحسن

Phoebe yalvardı, ne yapacağımı bilemedim.
لقد توسلت "فيبي" إليّ، ولم أعرف ما يجب فعله

Kadın merhamet dilenmiş ve yaşamak için yalvarmış.
لقد توسلت له كي يسامحها، تضرعت من أجل حياتها.

"Bu hayata" girmeyeyim diye dedektife yalvarmış.
لقد توسلت هذا المحقق من أجل أن يقبض عليك لـ "تحميني من الإنزلاق في الحياة

Kocasına yalvarmış ama adam yine de reddetmiş.
لقد توسلت إليه, لكنه رفض

Hayır bu işi almam için yalvardın.
لا، لقد توسلت لي بأن أخذ هذا العمل