Oğulların için geldiler ama seninle olan ilişkim yüzünden bana saldırdılar. | Open Subtitles | لقد جاؤوا من أجل أبنائكَ، إلا أنهم هاجموني بسبب قربي منكَ. |
Otel rehberleriyle birlikte geldiler ve yarın Fas'a gidiyorlar. | Open Subtitles | لقد جاؤوا مع المرشد السياحي. إنهم في طريقهم إلى طنجه. |
Sokak pazarından geldiler ve Köker'e doğru gittiler ve bir soba taşıyorlardı. | Open Subtitles | لقد جاؤوا من سوق الشارع وذهبوا مباشرة إلى "كوكر" وأخذوا طباخة معهم. |
Eisenhover, McCarrthy zamanlarından gelmeydiler. | Open Subtitles | .... لقد جاؤوا في أوقات صعبة عصر مكارتني, عصر آيزنهاور |
Ta Velasco'dan buraya, yürüyerek gelmişler ve... ve hepsi havaya ateş edip, "Çok yaşa cesur Küba!" diye bağırıyorlar. | Open Subtitles | لقد جاؤوا مشيا على الأقدام من "فيلاسكو" يطلقون النار في الهواء صياح "تحيا كوبا!" |
Bizi öldürmeye, kadınlarımızı ve değerli metallerimizi almaya geldiler. | Open Subtitles | لقد جاؤوا لقتلنا وأخذ نسائنا ومروجنا الثمينة |
Seninle aynı yerden geldiler. Onları temizleyeceksin. | Open Subtitles | لقد جاؤوا من نفس المنطقة التي جئت منها وتريد تنظيف جيوبهم؟ |
Üzerinde "taziye kahvaltı" yazan bir sepette geldiler. | Open Subtitles | لقد جاؤوا في سلة مكتوب عليها: حِداد الفطور |
Dün gece tekrar geldiler. Hep gece geliyorlar. | Open Subtitles | لقد جاؤوا ثانيةً البارحة لايزال دائماً في الليل |
Havalandırmayı takip ettiler ve tam da bu büronun önüne geldiler. | Open Subtitles | لقد جاؤوا عبر نظام التهوية وشقوا طريقهم ملتصقين حتى خرجو |
Hastaneye de geldiler, endişelenme hallettim. | Open Subtitles | لقد جاؤوا إلى المستشفى ايضا لا تقلق بشأن ذلك لقد إعتنيت بذلك |
Bizi yönetmek için geldiler ne kadar etik, onu tartışabilirsiniz tabii ama hayatımıza kesinlik ve istikrar getirdiler. | Open Subtitles | لقد جاؤوا ليحكموننا يمكنك أن تجادل فى الأمر أخلاقياً بالطبع لكنهم جاؤوا باليقين والإستقرار |
Buraya da geldiler. Affedersin. Sana geleceklerini bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد جاؤوا إلى هنا أيضاً، أنا آسفة لم أكن أعلم أنهم سيأتون إليك |
Ve bunlar da senin dostların. Seni eve götürmeye geldiler. | Open Subtitles | و هؤلاء هم أصدقائك لقد جاؤوا ليأخذوك للبيت . |
Buraya bizler için, yiyecek depolamak için geldiler. | Open Subtitles | لقد جاؤوا هنا من أجلنا لحصادنا |
Önce fıskiye için geldiler, | Open Subtitles | أولاً، لقد جاؤوا من أجل النافورات |
geldiler ve ellerinden geleni de yaptılar ama ben hâlâ buradayım. | Open Subtitles | لقد جاؤوا وجربوا حظهم ولا زلت هنا |
Benim için geldiler. Diğerlerine haber ver, dışarı çıkıyorum. | Open Subtitles | لقد جاؤوا لأجلي أخبر الجميع أنني سأختفي |
Eisenhover, McCarrthy zamanlarından gelmeydiler. | Open Subtitles | .... لقد جاؤوا في أوقات صعبة عصر مكارتني, عصر آيزنهاور |
Hiç. Sadece telefonu kesmeye gelmişler. | Open Subtitles | لقد جاؤوا لأَخْذ الهاتف |