"لقد سمعوا" - Translation from Arabic to Turkish

    • duymuşlar
        
    • duydular
        
    • dinlediler
        
    Davalardaki hatalarla ilgili bir inceleme yapıyorlarmış ve senin kaybettiğin davayı duymuşlar Bu konuda onlar kısa bir şeyler söylemek istermisin? Open Subtitles لقد سمعوا عن خسارتك الكبيرة. هل ستقتبس عنهم؟ هل يمكنني أن أعطيك إياها؟
    Sizin de içinde olduğunuz şu üçlünün vurulma olayını duymuşlar. Open Subtitles لقد سمعوا عن قتلكن لذلك الثلاثي ذلك العمل الذي وضعكن في المقدمه
    - Hayır. Onlar seni duymuşlar. Onların bir dahaki reklamlarında oynaman için on bin dolar ödeyeceklermiş. Open Subtitles لقد سمعوا بك، يريدونك دفع 10 آلاف دولار لتكون في إعلانهم التجاري التالي.
    Önce tartıştıklarını duydular. Sonrada babanın oğluna iki kez vurduğunu... Open Subtitles لقد سمعوا مشاجرة ثم سمعوا الأب يصفع الولد مرتين.
    Sen artık bir lidersin. Diğer taraftakiler adını duydular. Open Subtitles أنت زعيم الآن لقد سمعوا منكم على الجانب الآخر
    Birlikte limanın sesini dinlediler. Open Subtitles لقد سمعوا معًا الأصوات من الميناء
    Telsiz konuşmalarımızı nasıl dinlediler? Open Subtitles لقد سمعوا محادثاتنا
    Tesadüfleri duymuşlar ama hiç tanık olmamışlar. Open Subtitles لقد سمعوا عن المُصادفة، لكنهم لم يسبق و أنّ رأوا واحدة.
    Polislerin konuşmasını duyduk. Patlamayı duymuşlar, o tarafa geliyorlar. Open Subtitles لقد سمعوا الإنفجار وهم في طريقهم إلى هناك
    Kudüs'te gerçekleştirdiğiniz mucizelerle ilgili her şeyi duymuşlar. Open Subtitles لقد سمعوا عن كل المعجزات التى أجريتها في أورشليم
    Komşular, eğitim kurulunun çocukların akıllarını çeldiğini söylediğini duymuşlar. Open Subtitles لقد سمعوا الجيران صياحها عن وزارة التعليم مؤامرة لإفساد العقول الشابة
    Bir sorun varmış. Erzak kesintisini duymuşlar. Open Subtitles هناك مشكلة لقد سمعوا عن قطع المؤن
    Yeni duymuşlar, uğrayıp ziyaret etmek istiyorlar. Gary Danner tam bir baş belası. Open Subtitles لقد سمعوا بما حصل ، ويريدون معرفة أحوالكِ .. "إذاً ، "غاري دانر إنه وغد شديد
    Bu odadaki her şeyi duymuşlar. Open Subtitles لقد سمعوا كلّ ما يجري في هذه الغرفة.
    Kazayı duymuşlar ve nihayetinde de beni buldular. Open Subtitles لقد سمعوا التحطم و جاؤا لي
    Nesneyi duymuşlar. Open Subtitles لقد سمعوا بشأن هذا الجسم.
    Onlar için hiç bir umut yoktu. Onlar sadece duymak istediklerini duydular. Open Subtitles لم يتواجد اي امل في نجاتهم لقد سمعوا ما أرادوا سماعه
    Bunlar da duydular anlattıklarını. Open Subtitles لقد سمعوا ذلك أيضاً جميعكم ، أليس كذلك ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more