"لقد كنا محظوظين" - Translation from Arabic to Turkish

    • şanslıydık
        
    • Şanslıyız
        
    • şansımız vardı
        
    Elle temizleme işinde şanslıydık. TED الآن، لقد كنا محظوظين في تنظيفنا اليدوي.
    Akıllı, harika bir kadındır ve şanslıydık ki TED انها امرأة رائعة و ذكية، تلك المرأة. و لقد كنا محظوظين.
    Olduğumuz yerde olduğumuz için oldukça şanslıydık yani. TED لقد كنا محظوظين إذًا، بكوننا في ذلك الموقع.
    Biz Şanslıyız, çünkü bir şekilde bizim binalarımız gelecek-geçirmez. TED لقد كنا محظوظين لأنه بطريقة ما مبنانا كان تجربة مستقبلية.
    Bu doğru. Onu bulduğumuz için Şanslıyız. Harika bir insan. Open Subtitles هذا صحيح , لقد كنا محظوظين لأننا وجدناها لقد كانت رائعة
    Aslında şansımız vardı. Open Subtitles في الواقع,لقد كنا محظوظين
    Hiçbir kaynağımız yoktu. Farkedildiği için inanılmaz derece şanslıydık, TED لم يكن لدينا تمويل له. لقد كنا محظوظين بشدة لتلقي المساعدة،
    Şaşırtıcı derecede şanslıydım, şaşırtıcı derecede şanslıydık. TED لقد كنت محظوظا بشكل مدهش ، لقد كنا محظوظين بشكل مدهش.
    Sizin davanızda şanslıydık. Open Subtitles هل كل شيء بخير ؟ لقد كنا محظوظين بهذه القضية والحال ليست دائماً هكذا
    şanslıydık. Savaş sırasında boştu. Open Subtitles لقد كنا محظوظين نجى منزلنا من دمار الحرب
    Billy-Glenn ile şanslıydık. Aynı şansı iki kez bekleyemezsin. Open Subtitles لقد كنا محظوظين ببيلى جلين فلاتتوقع نفس الحظ مرتين
    Yine şanslıydık. Bunun gibi kaç tane mucize gerçekleştirebiliriz ki? Open Subtitles لقد كنا محظوظين مجدداً، اقصد كم عدد المعجزات التي تظن إنها ستظل معنا؟
    Biz şanslıydık çünkü kamyonun üzeri branda ile kaplıydı. Open Subtitles لقد كنا محظوظين أننا كنا فى منتصف الحاوية
    Sisli bugünde lav gölü kefenleme işine girişmediği için şanslıydık. Open Subtitles لقد كنا محظوظين أن الحمم البركانية لم تكن تثير في البحيرة ضباباً شديداً هذا اليوم.
    Şimdiye kadar şanslıydık... şanslı ve gayretli. Open Subtitles لقد كنا محظوظين حتى الآن، محظوظين و مجتهدين
    Şanslıyız ki, iş meselesi çok çabuk halloldu. Open Subtitles لقد كنا محظوظين فى العثور على وظيفة لك سريعا
    Ben biliyorum. Sel ma-ka nee. Bugün burada olduğumuz için Şanslıyız. Open Subtitles أنا أعلم لقد كنا محظوظين هنا هذا اليوم وقتل أكثر من اللازم
    Durum bu olmadığı için Şanslıyız. Open Subtitles لقد كنا محظوظين جميعا لكن ليست تلك هي القضية
    Şanslıyız ki, durum bu değil. Open Subtitles لقد كنا محظوظين جميعا لكن ليست تلك هي القضية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more