Kıskanmayacağına söz verdin. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأنك لن تكون غيوراً |
Bana kıskanç olmayacağına dair söz verdin. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأنك لن تكون غيوراً |
Bir daha başıma gelmesine asla müsaade etmeyeceğini söylemiştin. söz verdin bana. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأنك لن تترك هذا يحدث لي |
- şey, bana söz vermiştin, tüm bu olanlarla baş edemezsen birileriyle konuşacaktın. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأنك ستتكلمين مع أحد إذا زاد الأمر عن حده |
Sözlerinden sıkıldım. Herşeyin çaresine bakacağına da söz vermiştin. | Open Subtitles | سئمت من وعودك لقد وعدتني بأنك ستعالج كل هذا |
- Evet. Onunla konuşacağına söz vermiştin. Çocuk yarasa oldu çıktı. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأنك ستتحدث معه عن لعبه القمار |
Bobby, beni dinlemek için söz verdin, değil mi? | Open Subtitles | (بوبي)، لقد وعدتني بأنك تستمع ليّ أليس كذلك؟ |
Kızmayacağına söz verdin. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأنك لن تنزعجي! |
- Laszlo'yu keçi spa'sına götüreceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأنك ستطحب لاسزلو لمنتج عدم قتل الماعز |
Benden başkasını sevmeyeceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأنك لن تقع في حب مع أي شخص آخر |
Beni gözetlemek için o şeyi kullanmayacağına söz vermiştin, Crane. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأنك لن تستخدم هذا الشيء في التجسس عليّ ، كرين سيادة المُلازم |
Onu serbest bırakacağını söylemiştin! Bırakacağına söz vermiştin! | Open Subtitles | قلت إنك ستحرره لقد وعدتني بأنك ستفعل ذلك |
söz vermiştin. Kafama girmeyecektin. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأنك ستبقي خارج رأسي |
Biraz yeşillik yiyeceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأنك ستأكل بعض الخضار |
Bu kez deneyeceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأنك سوف تحاول هذه المرة |