Beraber zaman geçirmek için ara sıra düzenlemeler yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نجري ترتيبات أحياناً لقضاء بعض الوقت معاً |
Seninle zaman geçirmek için tek şansım bu. | Open Subtitles | إنّها فرصتي الوحيدة لقضاء بعض الوقت معكِ |
O kız günde 18 saat kafasını kitaplara gömüyor. Ailesiyle biraz zaman geçirmek için buraya geliyor ve sen bunu berbat ediyorsun. | Open Subtitles | - انها ندرس 18 ساعة في اليوم وعندما تعود الى المنزل لقضاء بعض الوقت الجيد مع العائلة أنت تفسد الامر |
Buralardayken birlikte biraz zaman geçirmek için can atıyorum John. | Open Subtitles | أتطلع لقضاء بعض الوقت معاً بينما أنا هنا، (جون) |
Ama Fiona'yla ben artık evliyiz. Bu yüzden başbaşa vakit geçirmek için zamana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لكن انا وفيونا زوجين الآن ونحتاج لقضاء بعض الوقت معا |
Odama gidip oynayabilir miyim? Jake, babaannen seninle vakit geçirebilmek için nerelerden geldi. | Open Subtitles | جايك)، لقد آتت جدتك الطريق كله) إلى هنا لقضاء بعض الوقت معك |
Onunla biraz vakit geçireceğim, hepsi bu. | Open Subtitles | أنا ذاهب لقضاء بعض الوقت معها، هذا كلّ ما في الأمر |
Bu yerden biraz uzaklaşıp teknemde güzel bir vakit geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | أظن أن علي الذهاب لقضاء بعض الوقت على متنه. بعيداً عن هنا؟ |
İyi haber şu ki bu, birlikte zaman geçirmek için küçük bir şansımız oldu. | Open Subtitles | والخبر السار هو أن هذا يعطينا فرصة لقضاء بعض الوقت معا |
Birlikte zaman geçirmek için kötü bir yol seçmişiz. Seni buradan çıkartacağım. | Open Subtitles | هذه طريقة صعبة لقضاء بعض الوقت معيّ سأقوم بإخراجكِ من هنا |
Aniden ayrıldığım için özür diledim. ve oğlumla zaman geçirmek için buraya geldiğime dahil onu bilgilendirdim. | Open Subtitles | إعتذرتُ عن المغادرة فجأة وأعلمتها ببساطة أنّي قادم إلى هنا لقضاء بعض الوقت مع إبني |
Onunla biraz zaman geçirmek istedim. | Open Subtitles | وقد احتجت لقضاء بعض الوقت معه |
- Biliyor musun... ben buraya kızımla vakit geçirmek için geldim. | Open Subtitles | لقد جئت إلى هنا لقضاء بعض الوقت مع ابنتي |
Ve birlikte vakit geçirmek için bunun iyi bir yol olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | واعتقدت أنه لن يكون وسيلة ممتعة لقضاء بعض الوقت معا. |
Seninle vakit geçirebilmek için. | Open Subtitles | لقضاء بعض الوقت مع ... معك |
Joshua ile biraz vakit geçireceğim. | Open Subtitles | حسناً .. أنا أتطلّع لقضاء بعض الوقت مع (جوشوا) |
Ama, biz Londra'da birlikte vakit geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | لكننا نخطط لقضاء بعض الوقت معاً في (لندن). |
Eşimle biraz vakit geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج لقضاء بعض الوقت مع زوجي |