Owen, öyle kuvvetli ki, Buğday bitinin kafesine girip kendini parçalatmaya çalışan. | Open Subtitles | وأوين ، قوي للغاية حتى أنه يدخل لقفص الويفيل كي ينهش لحمه |
Tıpkı hayaletleri Faraday kafesine çekmek için sana yaptığımız hologramdan. | Open Subtitles | مثل ذلك الوحد الذي صنعناه منك لنستدرج الاشباح لقفص فاراداي |
Finansal durumu sıkıntıda ve ayıların bakıcısı olduğundan istediği zaman panda kafesine kolayca girebilir. | Open Subtitles | حالتها النفسيه سيئه . وهي تتحمل ما يتحمله الحارس عادةً ولديها تصريح بالدخول لقفص الباندا في أي وقت |
Clara, şimdi hayaletler çıktığına göre Faraday kafesine gidin. | Open Subtitles | كلارا , بما أن الاشباح قد خرجوا أذهبوا الان لقفص فاراداي |
Umarım vuruş kafesine gitmiyoruzdur. | Open Subtitles | من الأفضل أن لا نكون ذاهبين لقفص الضرب. |
Bir köpek balığı kafesine girebilirim. | Open Subtitles | يمكنني دخول لقفص القرش |
Hadi! Hemen Faraday kafesine gidiyoruz. | Open Subtitles | هيا لنذهب لقفص فاراداي الان |
Kardinal Angelo, biri kitap kafesine girmiş. | Open Subtitles | كاردينال "أنجلو"، دخل أحدهم لقفص الكتب |