Henry, anormal yerçekim kuvvetini ölçmek için, yer uydularını yeniden çalıştıralım. | Open Subtitles | هنري، دعنا نقوم بإعادة تكليف ..الأقمار الصناعية لقياس الجاذبية غير الطبيعية |
Salgılanan endorfini ölçmek için falan, uygulanabilecek bir test yok mu? | Open Subtitles | هل ثمة اختبار يمكن إجراؤه لقياس كمية الإندورفين أو ما شابه؟ |
Fırtına aktivitesini ölçmek için meteoroloji uzmanlarının kullandığı bir ölçek. | Open Subtitles | إنه مقياس يستخدمه علماء الأرصاد الجوية لقياس نشاط العواصف الرعدية. |
Bugün ise önümüzdeki 80 yıl boyunca ülkelerin başarısını ölçmenin farklı bir yönteminden, hayatlarımızı belirleyip şekillendirmenin farklı bir yönteminden bahsetmek istiyorum. | TED | واليوم أُريد أن أتحدث عن طريقة مختلفة لقياس نجاح الدول، طريقة مختلفة لتحديد وتشكيل حياتنا للثمانين عام القادمة. |
Bu 12 bileşenin her biri için, ülkelerin nasıl performans gösterdiğini ölçen göstergelerimiz var. | TED | ولكل من ال12 مكون، لدينا مؤشرات لقياس أداء الدول. |
Çünkü bu bir anemometre. Rüzgar hızını ölçer. | Open Subtitles | لأنّ هذا مقياس سرعة ريح لقياس سرعة الريح |
Örneğin her gün bir öküzün ağırlığını ölçmek için bunu kullanırım. | TED | أستخدمه كل يوم لقياس وزن ثور، على سبيل المثال. |
Arabadaki 'şeyleri' ölçmek için birçok sensörümüz var. | TED | لدينا الكثير من أجهزة الإحساس في السيارة لقياس العمليات. |
Ama bazı ekonomistler, karbon dioksiti ölçmek için kullanılan bu yöntem doğru mu diye merak etmişler. | TED | حتى قال بعض الاقتصاديين، كما تعلمون، هل هذه الطريقة صحيحة لقياس الكربون؟ |
Bir mağara haritası yapmak için, mağaranın içinde her bir kaç fitte bir ölçüm istasyonu kurmak zorundasınız ve bu istasyonlar arasındaki mesafeyi ölçmek için lazer kullanılırsınız. | TED | لصنع خريطة كهف، عليك أن تعدّ محطات مسح كلّ مسافات قصيرة داخل الكهف، و تستعمل ليزرا لقياس المسافة بين هذه المحطات. |
LEED sistemi bir yapının sürdürülebilirliğini ölçmek için kullanılır. | TED | ونظام الريادة في تصميمات الطاقة والبيئة هو بالطبع نظام لقياس ديمومة المبنى. |
Toplumlarımızı ölçmek için daha iyi bir yola ihtiyacımız var, gerçek insanlar için önemli gerçek şeylere dayalı bir ölçü. | TED | نحتاج الى طريقة أفضل لقياس مجتمعاتنا، مقياس يرتكز على الأشياء المادية التي تهم الناس الواقعيين. |
Mutlulukla ve insanların başarıları ile hayat standartlarındaki iyileşmeleri ölçmek için kullanılan diğer ölçülerle ilgili epey bir çalışma yapılıyor. | TED | يوجد الكثير من العمل بخصوص السعادة وغيرها من المقاييس المستخدمة لقياس مدى نجاح الأشخاص والتحسينات على مستوى المعيشة. |
Hikâye şöyle; Yù Dì ya da Yeşim İmparator, Cennetlerin Yöneticisi, zamanı ölçmek için bir yol bulmak istedi. | TED | حسب القصة، كان يودي، أو الإمبراطور جايد، حاكم الجنة، يريد وضع طريقة لقياس الوقت، لذلك قام بتنظيم سباق. |
Kalbin elektriksel aktivitelerini ölçmek için yaygın olarak kullanılan elektrokardiyogramı ve kalp kasındaki hasarı belirlemek için kan testini uygularlar. | TED | عادةً ما يستخدمون جهاز تخطيط القلب لقياس النشاط الكهربائي للقلب ويجرون فحصاً للدم لتقدير مدى تضرر العضلة القلبية. |
Ve bunun hakkındaki en muhteşem şey ise 2007 yılında, onlar bunu ölçmenin bir yolunu buldular. Bu inanılmaz. | TED | وأكثر شئ مذهل في هذا الأمر كان في 2007، عندما خَلقوا طريقة لقياس هذا، والذي كان مذهلاً. |
Sürekli çıktıya dayanarak performansı ölçen bir sistemdi bu. | TED | كان نظامًا لقياس أداء العاملين بحسَب استمرارية وثبات الإنتاج. |
Şimdi, bu üst düzey dijital bir pH ölçer. | Open Subtitles | والآن ، هذا أفضل جهاز لقياس درجة الحموضة |
Bizim için önem taşıyan şeyleri ölçeriz. Bu yüzden de kimse bir şeyi ölçmeye zahmet etmediğinde ihmali hissederiz. | TED | كلنا نقيس الأمور التي تهمنا، ولهذا نحس بالإهمال حين لا يولي أي أحد الأهمية لقياس أي شيء على الإطلاق. |
Kişinin mental çevikliğini gözlemleme yeteneklerini ve çoklu iş yapma yeteneğini ölçüyor. | Open Subtitles | إنها تُستخدم لقياس قوت التنبُّه العقلي ومهارات قوة الملاحظة وقدرتُهم على القيام بعدة مهام في آنِ واحد |
Uzaktan kumandalı aracınız uzunluğu genişliği ve belirlenmiş nesneleri ölçmeyi olası ağır toplardan veya biyokimyasal savaş tehlikelerini dağıtmaya ayarlanmış olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون مركبتك على إستعداد لقياس الطول والعرض ودرجة الحرارة لأجسام مُعينة ونزع فتيل أى تهديدات مُحتملة من مدفعيات أو حرب بيولوجية |
Önemli tarafı ise bu yöntemle yıldızların uzaklığını ölçebilecek olmanızdır. | Open Subtitles | وبشكل ملحوظ، يمكنك استخدام نفس التأثير لقياس المسافة إلى النجوم. |
Ayrılık dönemleri, size her zaman aşkın değerini ölçme fırsatı verir. | Open Subtitles | إن فترةً من الهجران دائماً ما تمنحك الفرصة لقياس قيمة الحب. |
Daha önce dediğim gibi, Bu boşluğu ölçmem gerek. | Open Subtitles | كما قلت ، لازلت بحاجة لقياس هذه المسافة |