Adamın aslında söylemek istediği şey şu ki 30 günlük Dapsone'u o sabah köpeğine vermiş olmasıydı | TED | ما كان يعنيه في الواقع هذا الشخص هو أنه أطعم جرعة 30 يوما من الدابسون لكلبه ذلك الصباح. |
- Ama bu şarkıyı köpeğine yazmış. | Open Subtitles | لكن , ما سمعته هو أن هذه الأغنية موجهة لكلبه |
Güneyli bir erkeğin köpeğine beslediği sevgiyi asla hafife almam. | Open Subtitles | أنا لم أقلل أبداً بحب الرجل الجنوبي لكلبه |
Eğer o da bizim gibiyse telefonu köpeğinin fotoğraflarıyla doludur. | Open Subtitles | حسناً، إذا كان مثل معظمنا، سيكون هاتفه مليء بصور لكلبه. |
Çünkü fillerin büyük kulakları vardır. köpeğinin kulakları da büyükmüş. | Open Subtitles | لأن "الفيل" لديه أذنان كبيرتان و كذلك الأمر بالنسبة لكلبه |
Kullanılmış bir yatak, köpeğine kemik, çabası için bir şey. | Open Subtitles | سرير نام عليه، أو عظمة أعطاها لكلبه أو بعض القروش استعملها |
Köpekleri çok severim. köpeğine nasıl davrandığına bakarak biri hakkında çok şey söyleyebilirim. | Open Subtitles | أنا أحب الكلاب, أنا أستطيع أن أقول الكثير عن الشخص من طريقة معاملته لكلبه |
O kör adamın köpeğine bisküvi veremez miydin? | Open Subtitles | ألم تستطيعي فقط أن تعطيه بسكويت لكلبه الذي يدله الطريق ؟ |
Bakın, babanız istese bütün parasını köpeğine de bırakabilirdi. | Open Subtitles | انظري, يمكن لوالدك أن يترك جميع أمواله لكلبه |
Sadece köpeğine ne olmuş öğrenmek istiyor. | Open Subtitles | إنه يحاول فقط أن يكتشف ماذا حدث لكلبه |
Onun evindeydim ya. köpeğine ilaç aldım. | Open Subtitles | لقد كنت في منزله لقد جلبت دواء لكلبه |
İstediğin şey köpeğine verdiği şey. | Open Subtitles | تريد ما يعطيه لكلبه. |
(Kahkahalar) En sevdiğim de köpeğinin çiftleşme isteğine engel olmamak ki bu da köpek polisinin sorunu, gerçek polisin değil. | TED | (ضحك) و مفضلتي شخصيًا عدم إيقافه لكلبه عن مجامعة كلبتها والتي بوضوح حالة تتطلب شرطة الكلاب لا شرطة البشر |