Artık küçük bir kız değilsin ve bütün dünyaya bacağındaki yarayı gösteriyorsun! | Open Subtitles | أنت لم تعودي فتاة صغيرة و تُظهرين ندبتكِ لكل العالم |
Boynun bütün dünyaya kıçımı öp diyor. | Open Subtitles | رقبتك تقول لكل العالم, قبّلوا مؤخرتي. |
Sen bütün dünyaya parti düzenliyorsun. | Open Subtitles | أنت تنظم حفلات لكل العالم |
Tanrı bu küçük adamın vasıtası ile şarkısını söylüyordu... Tüm dünyaya. | Open Subtitles | الرب كان يغني بخلال هذا المخلوق الصغير لكل العالم... |
Tüm dünyaya küçük teneke bir bardak tıngırdatıyor. | Open Subtitles | بحيث تستطيع أن تمد يدك لكل العالم |
Burada geçirdiğim 2 günden sonra, kendimi hayrete düşmüş, muazzam biçimde etkilenmiş ilan ediyorum, ve sizin en büyük umutlardan biri olduğunuzu hissediyorum Bilim ve teknolojide sadece Amerika'nın başarısı için değil aynı zamanda bütün dünyanınki için de. | TED | بعد يومين هنا، أعلن نفسي متحير، ومعجب بشدة، وأشعر أنكم أحد الآمال الكبيرة. ليس فقط للإنجاز الأمريكي في العلوم والتكنلوجيا، لكن لكل العالم. |
Yani esasen bugün bir seyahat etme yolu üzerine konuşmak istiyorum, insanlarla farklı bir şekilde buluşma yolu, çünkü aynı zamanda bütün dünyayı dolaşamazsın. | TED | إذاً ما أرغب في التحدث عنه اليوم هو طريقة ليتنقل بها الناس، ليلتقوا بأناس بطرق أخرى بدلاً -- لأنك لا تستطيع السفر لكل العالم في نفس الوقت. |
Tüm dünyaya yayın yapıyorlar. | Open Subtitles | هم يبثونها لكل العالم |