"لكنهُ لم" - Translation from Arabic to Turkish

    • ama
        
    O pisliğe hayır demeye çalıştım ama beni dinlemedi. Open Subtitles لقد حاولتُ أن أرفض طلبَ ذلك اللعين، لكنهُ لم يستمِع
    Tedavi yıllardır çok popülerdi ama gözden düştü. Open Subtitles كانَ هذا العِلاج شعبياً لسنوات طويلة و لكنهُ لم يعُد مُفضلاً الآن
    Hemen oraya gittiniz, ama kapıyı açmadı. Open Subtitles لقد وصلتَ إليهِ بأسرع وقت, لكنهُ لم يُجب عليكَ
    Yani katil cüzdanı karıştırdı ama hiç para almadı mı? Open Subtitles إذن القاتل قد بحث بالمحفظة و لكنهُ لم يأخذ أي نقود؟
    Burada olmak istiyordu, ama Almanya'dan ayrılmadı. Open Subtitles لقد اراد ان يكون هنا لكنهُ لم يستطع الخروج من المانيا
    Hiçbir şey. Onu aramaya çalıştım ama cevap vermedi. Open Subtitles لاشئ ، وحاولتُ الإتصالَ بهِ لكنهُ لم يستجب
    Bu adam kesinlikle temizleme işinde ama giysileri değil, parayı aklıyor kendisi. Open Subtitles الرجل بالتأكيد كانَ يحبُ عملَ التنظيفِ لكنهُ لم يكن ينظف الملابس لقد كانَ يغسل الأموال
    Böylece biz de mütevazi bir şekilde ondan para dilenmek zorunda kalmayacaktık ama bir türlü dinlemek bilmedi. Open Subtitles شئ حتى لانضطر للقدوم إليهِ والقبعة بيدنا بعد الآن لكنهُ لم يرغب بالإستماع
    Onun her zaman kanunlarla sorunu olduğunu düşündüm, ama o asla konuşmak istemedi ben de sormamayı öğrendim. Open Subtitles إفترضتُ دائماً انهُ كانَ لديهِ مشاكل معَ القانون لكنهُ لم يرد التحدثَ عن هذا ابداً
    Evet, sığınakta beni arayıp mesaj atacağını söyledi, ama hiç aramadı. Open Subtitles نعم ، لقد قال بأنهُ سيتصلُ بي و يراسلُني عند الملجأ ، لكنهُ لم يفعلُ ذلِكَ
    ama konuşmaya fırsatı olmamış. Open Subtitles أن يجري مكالمة لكنهُ لم يتمكن من الإتصال
    Ve annenin bazen biraz takıntılı olabileceğini biliyordu ama bunun kendini etkilemesine izin vermedi. Open Subtitles وقد عَلِمَ انهُ يمكن أن تكونَ مستحوذةً احياناً لكنهُ لم يترك الأمر يتمكن منهُ
    Evet, bütün gece buradaymış ama hiç bir şey duymamış. Open Subtitles اجل ، لقد كان هنا طوال الليل لكنهُ لم يسمع شيئاً
    Burada ne kadar kaldığını bilmiyorum ama bu onu ayıltmamış. Open Subtitles و السائق كان مغمى عليه على كيس الهواء لا أعرف كم من الوقت أمضاه هنالك لكنهُ لم يقوم بجعلهِ يصحى
    Bugün burada olmalıydı ama gelmedi. Open Subtitles كانَ يفترضُ بهِ أن يكونَ هنا اليوم لكنهُ لم يأتي ابداً
    Ona ulaşmaya çalışıyorum ama telefonlarıma cevap vermiyor. Open Subtitles و كنتُ أحاول الإتصال بهِ و لكنهُ لم يرد علي
    O kadar söz verdiler, ben de 7'de kesin gelir demiştim ama gelmemiş. Open Subtitles لقد وعدوا و وعدوا و أنا أعتقدت بأنهُ من المؤكد سيكون على قطار الساعة 7، لكنهُ لم يكن
    Şartları tekrar görüşmeyi planlıyordum. ama o bunu yapmadı. Open Subtitles عقدت معه اتفاق توقعت منه أن يعيد التفاوض، لكنهُ لم يفعل
    ama kötü bir otelde kalmak istemezdin, değil mi? Open Subtitles لكنهُ لم يتجنب البقاء في هذا المكان السيء، أليس كذلك؟
    Tamam, o komodinleri ben almıştım ama o da çıkıp yenilerini almamış sonuçta. Open Subtitles أعني، أخذ الطاولات الجميلة لكنهُ لم يخرج أبداً لكيّ يُبدلها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more