Daha once de belirttiğim gibi, cazibe insanlar hakkında olmak zorunda değildir, ama yüce bir nitelikte olmak zorundadır. | TED | وكما قلت مسبقاً، فإن الابهار لا يشترط به أن يكون للناس لكنه يجب أن يشمل هذه الجودة المتعالية |
bir çözüm olabileceğinden kuşkuluyum, ama ilahi olarak... olmalı, onu bulacağız. | Open Subtitles | أشك فى وجود حل ، لكنه يجب أن يوجد بحق السماء ، سنجده |
Gerekirse onu geri almayı düşünebiliriz ama... bunun için tamamen değişmeye söz vermesi lazım. | Open Subtitles | ربما يمكننا أن نعيده لكنه يجب أن يتغير تماما |
Seni zorlamak istemem ama doğrusu bu. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أضغط عليك ، لكنه يجب علي ذلك. |
Seni zorlamak istemem ama doğrusu bu. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أضغط عليك لكنه يجب علي ذلك |
Ne yaptık bilmiyorum ama korkunç bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا اعرف ماذا فعلنا لكنه يجب أن يكون شيء رهيب |
Zamanını söyleyeceğim. Nasıl olacağını anlatacağım. ama bu bizim sırrımız olmalı. | Open Subtitles | سأخبركم متي و سأخبركم كيف لكنه يجب أن يكون سرنا |
ama bir yerlerde bir kaydı olmalı. | Open Subtitles | لكنه يجب أن يكون موجود علي احدي السوابق في مكان ما. |
Karmaşık bir iş değil, ama doğru yapılması gerek. Her şey gibi. | Open Subtitles | إنه ليس عملا صعبا لكنه يجب أن يتم بدون أخطاء |
ama Karanlık Kılıç kazanılması gereken bir şey. | Open Subtitles | لكنه يجب أن يكون جديراً للفوز بسيف الظلام |
Çünkü bu evi sevmiyor... ama burada yaşaması gerek. | Open Subtitles | لأنه لا يحب هذا البيت لكنه يجب أن يعيش فيه .. |
Banning'in bakterileri var ama onları laboratuvarından suya götürmek zorunda. | Open Subtitles | بانينج حصل على البكتيريا لكنه يجب أن ينقلها من مختبره إلى الماء |
Senin dostun olduğunu biliyorum. ama bir düşman olmadığımı anlamalı. | Open Subtitles | -أعلم أنه صديقك لكنه يجب أن يعلم أنى لست عدو |
Muhtemelen buraya kadar gelmeyecektir, ama merkezi kulenin büyük bir kısmını etkilemesi gerekiyor. | Open Subtitles | . لكنه يجب أن يؤثر علي أغلب البرج المركزي |
Bu, Genel Kurul Başkanı'na bağlı ama yine de bunu bir düşünmek isteyebilirsin. | Open Subtitles | هذا يعتمد على رئيس الجلسه لكنه يجب أن يفكر فى الأمر |
Demek ölüm kısmını sevmiyor. ama öldüğünden de emin olmak istiyor. | Open Subtitles | الان , هو لا يحب مقطع الموت لكنه يجب ان يتأكد انه تم |
Demek ölüm kısmını sevmiyor. ama öldüğünden de emin olmak istiyor. | Open Subtitles | الان , هو لا يحب مقطع الموت لكنه يجب ان يتأكد انه تم |
Ve tedavi edilebilir, eğer zamanında yakalarsan, ama yakalamalısın. | Open Subtitles | , و يمكن علاجه , لو تم ذلك في الوقت المناسب لكنه يجب أن يكون الوقت المناسب |
ama bu sabah feribota binmeliydin. | Open Subtitles | لكنه يجب عليكِ أن تذهبي على متن العبارة هذا الصباح |
Onları ezebilirsin ya da kendini ayarlayıp çevrelerinden dolaşabilirsin. ama ilerleyebilmen için birinden birini yapman gerek. Bunu nasıl yapacağım? | Open Subtitles | وأمامك خيارين أما التصادم او تخطي ذلك لكنه يجب ان تختاري أحد الأمرين |