Hayır. Zamanda yolculuk büyüleri karanlık sanatların başlangıcından beri vardı Ama hiç yapılmadı. | Open Subtitles | لا، كُتبت تعاويذ السفر بالزمن منذ فجر السحر الأسود لكنّها لمْ تُلقَ قطّ |
Hayır. Zamanda yolculuk büyüleri karanlık sanatların başlangıcından beri vardı Ama hiç yapılmadı. | Open Subtitles | لا، كُتبت تعاويذ السفر بالزمن منذ فجر السحر الأسود لكنّها لمْ تُلقَ قطّ |
Buradayken güvende olduğuna ikna etmeye çalıştım onu Ama aynı safta olduğu kişileri karşı safta görmekte ısrar etti. | Open Subtitles | حاولتُ إقناعها بأنّها بمأمن هنا لكنّها لمْ تكفّ عن البحث عن أعداء في الوقت الذي هي فيه بين أصدقاء |
O da gelecekmiş Ama olmamış. | Open Subtitles | كان من المُفترض أنّ تأتي معه، لكنّها لمْ تفعل. |
Cuma günü öğlen buluşup yemek yiyecektik Ama gelmedi. | Open Subtitles | كان يُفترض أن نتناول طعام الغداء يوم الجمعة. لكنّها لمْ تأتِ. |
Erkenden tüpünü kontrol etmek için uğradım Ama cevap vermedi. | Open Subtitles | لقد مررتُ بوقتٍ سابق للتحقق التروبين، لكنّها لمْ تُجب. |
İnsanlar onun sürtük olduğunu filan düşünüyor Ama öyle birisi değildi. | Open Subtitles | الناس يعتقدون أنّها عاهرة ما، لكنّها لمْ تكن كذلك. |
Onu sevdiğinizi haykırdınız Ama sizi duyamadı. | Open Subtitles | ناديتها بأنّكِ تُحبّينها، لكنّها لمْ تستطع سماعكِ. |
Öpücüğümün onu uyandıracağını düşünmüş Ama öyle olmadı. | Open Subtitles | ظنّ أنّ قبلتي ستوقظه، لكنّها لمْ تفعل و الآن هو محتجز |
Bir baba ve üç çocuğu saldırıya uğramış. Bir çocuk kaçırılmış Ama cadı diğer iki çocuğa dokunmamış. | Open Subtitles | هوجم أبٌ و ثلاثة أولاد و قد اختُطف ولدٌ واحد، لكنّها لمْ تمسس الآخرَين |
Açıkçası, ruhu istekliydi Ama o bu işi yapmayı istemiyordu. | Open Subtitles | بصراحة، كانت روحها مُستعدّة لكنّها لمْ ترد القيام بالعمل. |
O gece saat 23:00'de buluşacaktık Ama Charlie gelmedi. | Open Subtitles | في تلك الليلة كان يُفترض أن نتقابل في الساعة الـ11: 00، لكنّها لمْ تأتِ. |
Street'in Eşleri kameraları burada çekime hazır bekliyordu Ama Hannah gelmedi. | Open Subtitles | كانت كاميرات برنامج الواقع هنا، وجاهزة للتصوير، لكنّها لمْ تأتِ. |
Hâlâ tepki veriyor Ama insanlarla konuşmakta peki iyi değil artık. | Open Subtitles | لا تزال تستجيب، لكنّها لمْ تعد جيّدة في التحدّث مع الناس بعد الآن. |
Travma bölümü kurbanımızı kurtarmaya çalışmışlar; Ama kız başaramamış. | Open Subtitles | حاولت وحدة مُعالجة الصدمات إنقاذ ضحيّتنا، لكنّها لمْ تنجُ. |
Ama hiçbir anlam ifade etmiyordu en azından benim için. | Open Subtitles | لكنّها لمْ تعنِ شيئاً، ليس لي على الأقل. |
Benimle buraya gelememesine çok üzüldü Ama senin yaşadığını her daim düşündü. | Open Subtitles | فطر قلبها كونها لمْ تتمكن من النزول إلى هنا معي و لكنّها لمْ تكفّ مطلقاً عن الإعتقاد بأنّكم احياء |
Yalnız gitmemesini söyledik Ama dinlemedi. | Open Subtitles | حذّرناها من الخروج بمفردها و لكنّها لمْ تصغي |
İş yüzünden olduğunu söyledi Ama detaya girmedi. | Open Subtitles | سألتها وقالت أنّ السبب هُو العمل، لكنّها لمْ تخض في تفاصيل. |
Ben bırakmak istedim. Ama bunu ona söylediğimde bırakmama izin vermedi. Beni mahvedeceğini söyledi! | Open Subtitles | أردتُ الخروج فحسب، لكنّها لمْ تسمح لي بالإنسحاب عندما أخبرتها، وقالت أنّها ستُدمّرني. |