"لكنْ لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ama
        
    Kederle ve intikamla dolu bir hikaye Ama seni ilgilendirmiyor. Open Subtitles إنّها حكاية معاناة وانتقام لكنْ لا داعي لتشغل بالك بها
    Ama canını sıkma sen. Pişmanlığın acısını çekecek kadar uzun yaşamayacaksın. Open Subtitles لكنْ لا تقلقي، فلن تكوني حاضرة لتندمي على خطأك لفترة أطول
    Aramızda gerginlik olduğunu biliyorum Ama şu anki anlaşmamızın bozulması için bir neden göremiyorum. Open Subtitles أدرك أنّ هناك بعض التوتر بيننا لكنْ لا أرى سبباً لنسقط بفخ الكراهية
    Aramızda gerginlik olduğunu biliyorum Ama şu anki anlaşmamızın bozulması için bir neden göremiyorum. Open Subtitles أدرك أنّ هناك بعض التوتر بيننا لكنْ لا أرى سبباً لنسقط بفخ الكراهية
    Ama büyük hareketi yapana kadar onu okuyamazsın. Open Subtitles لكنْ لا تستطيع قراءتها إلّا بعد إتقانك للحركة
    Önceden güvenmiyordum Ama artık güvendiğimi söylemeliyim. Open Subtitles لمْ أكن أثق به سابقاً لكنْ لا بدّ مِن القول أنّي أثق به الآن
    Özür dilerim Ama böyle şeylere bulaşmanı istemiyorum. Open Subtitles آسف، لكنْ لا أستطيع السماح لكَ بالاقتراب مِن هذه الأمور
    Biliyorum. Ama yapabileceğim bir şey olmalı. Open Subtitles أعلم، لكنْ لا بدّ أنّ هناك شيئاً نستطيع فعله
    Beni bu küçük akşam yemeğine davet etmeyi unutmuşsunuz. Özür dilerim. Ama üzülmeyin. Open Subtitles يبدو أنّي أضعت دعوتي لحفل عشائكم هذا لذا أعتذر، لكنْ لا تقلقن
    Ama tutsağımızdan aynı kibarlığı bekleyemem. Open Subtitles لكنْ لا أستطيع أنْ أعدكِ باللباقة ذاتها مِنْ سجيننا
    Ama bunu yapamayız. O aileden biri. Open Subtitles لكنْ لا نستطيع فعل هذا فهي فردٌ مِن العائلة
    Ama kabullenmelisin. İyi oynadı. Open Subtitles لكنْ لا بدّ مِن الاعتراف أنّه أحسن اللعب
    Bu alet geçmişi görebilir, Ama hiçbir şeyi değiştiremez. Open Subtitles يستطيع النظر إلى الماضي لكنْ لا يستطيع فعل شيء لتغييره
    Ama sanırım hiç biri senin kadar kararlı değildi. Open Subtitles لكنْ لا أعتقد أنّ أحدهم كان مصمّماً مثلك
    Bir nohuttan büyük değil, Ama yinede yemeye çalışıyor. Bir adım atıyor... Open Subtitles ليست أكبر مِنْ حبّة حمّص لكنْ لا بدّ أنْ يأكلها، تقدّم خطوة...
    Ama sadece sormak zorundayım, neden hala nefes alıyor? Open Subtitles لكنْ لا بدّ مِن السؤال لمَ ما يزال يتنفّس؟
    Ama kimsenin göremediği bir yerde... hiçbir işe yaramaz. Open Subtitles لكنْ لا فائدة له و هو محتجزٌ حيث لا يراه أحد
    Ama bunun bedeli ailemiz olmamalı. Open Subtitles لكنْ لا يجب أنْ تكون هذه العائلة هي الثمن
    Beni bulmanızı beklemiyordum. Ama sonuçta şaşırmamalıyım. Open Subtitles لمْ أتوقّع أنْ تعثرن عليّ لكنْ لا يفترض أنْ أتفاجأ أيضاً
    Vücut özellikleri onu birkaç dakika daha hayatta tutar Ama onun için elimizden bir şey gelmez. Open Subtitles تعديلها الجسديّ سيبقيها دقيقتَين أخريَين على قيد الحياة، لكنْ لا يمكننا فعل شيء لها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more