"لكن أكثر" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ama daha
        
    • Ama çoğu
        
    • Ama en
        
    • fakat
        
    Üstelik teknoloji şirketi gibi de hiç değil, Ama daha çok internetin kendisi gibi. TED وليس حتى مثل شركة تكنولوجية، لكن أكثر مثل الأنترنيت نفسه.
    Ama daha önemli olan, seni arayacağımıza dair verdiğimiz sözü yerine getirdik. Open Subtitles لكن أكثر أهمية, لقد سجلنا إيداع ليعود لك
    Tahminimden daha sıskasın, Ama daha zarifsin. Open Subtitles أنتِ أكثر هزلاً مما كنت أتمنى لكن أكثر جمالاً رغم ذلك
    Düşündüm Ama çoğu yetişkin erkek küçük canlılardan korkmuyor. Open Subtitles أنا، يَحبُّ، لكن أكثر الرجالِ الناميينِ لا تُشتركْ في خوفِكَ مخلوقاتِ صغيرة جداً.
    Böceklerden anlamam Ama çoğu hayvan kendi bölgesinde avlanır. Open Subtitles أَعْني، أنا لا أَعْرفُ كثير حول البقِّ، لكن أكثر صيدِ الحيواناتِ في فنائهم الخلفي الخاصِ.
    Ama en şaşırtıcı tarih öncesi sanat eserleri bunlardan daha da eskidir. TED لكن أكثر تحف ما قبل التاريخ إثارة للاهتمام أقدم من هذه بكثير.
    Ama en çokta agustosda müzik yazkursuna gitmek istiyorum. Open Subtitles لكن أكثر شيء هو أنني أريد الذهاب لبرنامج الموسيقى الصيفي في أغسطس.
    Bugün aynı ölçüde akla yakın fakat daha trajik bir şeyden bahsetmek istiyorum: Open Subtitles اليوم أريد أن أتكلم عن موضوع له نفس الأهميه و لكن أكثر مأساوية
    Bu yeni servisi buldum. Karılar daha seksi Ama daha tuzlu. Open Subtitles وجدت خدمة جديدة الفتيات بها مثيرات لكن أكثر غلاء
    Ama daha fazlası onun neleri hatırladığını biliyorum. Open Subtitles لكن أكثر من ذلكَ، أَعْرفُ ما الذي تَتذكّره
    Ama daha çok özel hastaneler ve klinikler kullanır. Open Subtitles لكن أكثر أستخدامتها تكون في مستشفيات الخاصة أو العيادات
    Puan Kartı Katili Randy Kraft kurbanlarını benzer Ama daha feci şekilde doğruyordu. Open Subtitles تعرفون قاتل بطاقة النتائج,راندي كرافت شوه ضحاياه بطريقة مشابهة لكن أكثر قساوة
    Seni kaybedemem Ama daha da önemlisi burada böyle endişeli bir şekilde oturamazsın. Open Subtitles ,لا أستطيع فقدانكِ ,لكن أكثر من هذا لا تستطيعين الجلوس .هنا و تقلقي فحسب
    Biraz öyle Ama daha çok yaralarla kaplı ve uzuvlarını çıkarıp tekrar dikebilmesinden ötürü. Open Subtitles نوعاً ما، لكن أكثر بسبب أنها مغطاة بالندوب و يمكنها أن تفصل أطرافها ثم تعيدهم بتخيطهم.
    Daha önemli ya da saygın değil Ama daha... dürüst. Open Subtitles لست عظيماً أو ذو منصب أكبر لكن.. أكثر صدقاً.
    Ama çoğu köpek Kızıl Köpek değildi. Open Subtitles لكن أكثر الكلابِ ما كَانتْ كلباً أحمراً.
    Sizin bir aşk-nefret ilişkiniz olduğunu anlıyorum Ama çoğu insanın duyguları sıralı olur. Open Subtitles أَفْهمُ بأنّكم يا رفاق على علاقة حب وكراهية الآن لكن أكثر الناسِ لديهم عواطف بديلة
    Ama çoğu erkek temel eğitimini alır, sonra da yedek olarak kısa süreli görev verirler. Open Subtitles لكن أكثر الرجال يكملون تدريبهم الأساسي ثمّ يخدمون مهمّة قصيرة في الإحتياطات.
    Ama çoğu yanlış çıkacak. Open Subtitles لكن أكثر سيظهر خاطئ. ما الفرق بينهما؟
    Ama en kanlı çarpışmalar genelde kadınlar ve kayınvalideleri arasında yaşanır. Open Subtitles لكن أكثر المعارك دموية تشمل النساء و حمواتهن
    Küçük anılar, şuradan, buradan Ama en çok hatırladığım şey, onu sevdiğimdi. Open Subtitles هناك بعض اللحظات الصغيرة و أشياء هنا و هناك . لكن أكثر ما أذكره منها أنني أحببتها
    Ama en önemlisi birbirimize kenetlenmemiz gerek. Open Subtitles لكن أكثر من أي شيء آخر يجب أن نتآزر جميعاً
    Peki, her insanın silah kullanması ve silahlanması değil fakat daha fazlasının bunlara sahip olması dünyayı daha güvenli hale getirir. Open Subtitles حسنًا، ليس على كل شخص أن يكون مسلحًا ويستخدم سلاحًا، لكن أكثر الناس التي تحمل الأسلحة تجعل العالم مكانًا أكثر أمانًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more