Ama sen bir ceylan kadar uzun ve hızlısın. Yapabilirsin. | Open Subtitles | لكن أنتَ طويل وسريع مثل الغزال، يمكنكَ فعلها |
Ama sen daha çok. Görüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لكن أنتَ أكثر من الآخرين ترى ذلك، أليس كذلك ؟ |
Ama sen pek de şanslı değildin, yanlış mıyım? | Open Subtitles | و لكن أنتَ لم تكن محظوظاً بما فيه الكفاية، صحّ؟ |
Olay şu ki, ben arayamadım Ama sen arayabilirsin. | Open Subtitles | ،إنمّا الأمرُ هو .بأنني لم أقدر لكن أنتَ تقدرُ الآن |
Tek renge bağlı kalmak pek iyi değildir biliyorum Ama sen ve küçük kara kanlı yaratığın dekorumla tamamen alakasız durdu. | Open Subtitles | أعرف أنّه لمن السوء ،المبالغة في التنسيق ...لكن أنتَ وكيسك للدم المسوّد غير متجانسان مع زخرفتي |
Ama sen, sen aslında gruptan değilsin. | Open Subtitles | و لكن أنتَ ، أنتَ لستَ حقاً في الفرقة |
Mesela Caesars Palace. Orası olabilirdi. Ama sen Ivan Block'la çalışmayı seçtin. | Open Subtitles | قصد القيصر "هذا مكان لطيف, لكن أنتَ إخترت أن تعمل مع |
Ben asla yapamam Ama sen yaparsın. | Open Subtitles | أنا لا يمكنني الرفض، لكن أنتَ يمكنك. |
Ama sen ve Jacob'ın diğer küçük adayları kesinlikle batacaksınız. | Open Subtitles | لكن أنتَ و مرشّحي (يعقوب) الصغار، ستغرقون بالتأكيد |
Ama sen emin olamıyorsun. | Open Subtitles | لكن أنتَ لست متأكد |
Ama sen denemeye devam ediyorsun. | Open Subtitles | لكن أنتَ تستمر المحاولة |
Ama sen eve dönmelisin. | Open Subtitles | و لكن أنتَ... عليكَ أن تعود للديار |
Ama sen bir aptalsın. | Open Subtitles | ..لكن . أنتَ أحمق |
Ama sen bana inanmalıydın. | Open Subtitles | لكن أنتَ... يجب أن تؤمن بي. |
- Ama sen, Sean... | Open Subtitles | - لكن أنتَ يا (شون)... |