Ama iyi haber şu ki Bin Ladin'in tanımladığı manada küresel cihad neredeyse bitti. | TED | و لكن الخبر الجيد هو أن الجهاد العالمي كما عرفه بن لادن قد انتهى تقريباً، |
Hiç bilmiyorum. Ama iyi haber şu ki... gizli bir silahımız var. | Open Subtitles | لا فكرة لدي لكن الخبر الجيد هو أننا نملك سلاحا سريا |
Ama iyi haber şu ki olduğumuzdan daha uzakta olası yakalanma riskimiz daha az olacak. | Open Subtitles | لكن الخبر الجيد هو... أنه كلما إبتعدنا... كلما قلت إحتمالية القبض علينا |
İyi haberse sabah buluştuğu adamın kimliğini öğrendim. | Open Subtitles | لكن الخبر الجيد هو أننا تحصلنا على هوية الشخص الذي إلتقت به صبيحة اليوم |
Ama iyi haberse, simdi o aramayi yapmak icin ofis numarami kullanmalıydim. | Open Subtitles | و لكن الخبر الجيد . هو يتوجب عليّ أن أقوم بأدخال رقم مكتبي |
- Ama iyi haber şu ki bir teorim var. | Open Subtitles | لكن الخبر الجيد هو أن لدي نظرية |
İyi haberse, yapamayacağın şeyler çok az. | Open Subtitles | لكن الخبر الجيد هو. الأشياء التي لن يكن في إستطاعتك القيام بها... قليلة... |