Hava topları ve yavaş toplar geçicidir ama aile kalıcıdır. | Open Subtitles | الرياضة والألعاب قابلة للزوال ، لكن العائلة ستبقى للأبد |
Nasıl bir şey olduğunu biliyorum, ama aile her şeyden önce gelir. | Open Subtitles | أذكر كيف هو الأمر، لكن العائلة تأتي أوّلاً |
Arkadaşlar gelip geçicidir, ama aile kanınızdır. | Open Subtitles | الأصدقاء يحضرون و يذهبون لكن العائلة باقية |
İş başımızı sokacağımız bir çatı verir ama aile her şey demekti. | Open Subtitles | العمل اتعبنا كثيراً لكن العائلة كانت كل شيء |
Fakat aile dediğin bir evde birlikte yaşar. | Open Subtitles | لكن العائلة يجبُ أنْ تعيش في منزل واحد معًا، |
Orospu evladının uzun süredir ölmesini istiyorum ama aile ailedir. | Open Subtitles | لقد أردت قتل ذلك الوغد منذ فترة طويلة ، لكن العائلة تظل هي العائلة |
Elbette yapabilirdim ama aile, bir şeyleri beraber yapmaktır. | Open Subtitles | -بالطبع يمكنني لكن العائلة تتمحور حول فعل الأشياء سوية |
Evet, ama aile her şeyden önce gelir değil mi? | Open Subtitles | أجل، لكن العائلة تأتي أولاً، أليس كذلك؟ |
Bak, biliyorum, bu şirketi korumak senin için aileyi korumakla aynı şey, ama aile o olmadan da yaşayabilir, hatta belki daha da iyi yaşar. | Open Subtitles | نبيع (أوهاي) فحسب؟ أعرف أنكِ تفكرين أن انقاذ الشركة يعني انقاذ العائلة، لكن العائلة ستكون على ما يرام من دونها |
- ama aile önce gelir. | Open Subtitles | لكن العائلة اولاً |
- ama aile önce gelir. | Open Subtitles | لكن العائلة تأتي أولا |
ama aile ailedir. | Open Subtitles | لكن العائلة مهمة |
ama aile ailedir. | Open Subtitles | لكن العائلة هي العائلة. |
ama aile fıstığı gitti. | Open Subtitles | لكن العائلة غضبت للغاية |
Askerler Starkey'in fotoğrafçısı Jeremy Kelly'e engel olmaya çalıştılar. Fakat aile fotoğrafların çekilmesinde ısrarcı oldu. | Open Subtitles | حاول الجنود منع مصور (ستاركي)، (جيرمي كيلي)، لكن العائلة أصرّت. |