Şu an bezle ilgili bir espri yapardım ama açıkçası hiç havamda değilim. | Open Subtitles | وانا أمزح بخصوص موضوع الحفاظات ال لكن بصراحة, انا لست في مزاج جيد |
Onların mutlu olmasına memnunum, ama açıkçası bunun bana pek yararı yok. | Open Subtitles | يسعدني أنهما سعيدان، لكن بصراحة ذلك لا يفيدني بشيء |
ama açıkçası onu konuşturabileceğini sanmıyor. | Open Subtitles | لكن بصراحة, إنه غير متفائل بأن يستطيع الحصول منه على شىء ماذا يحدث؟ |
ama dürüst olmak gerekirse 3 ve ya 4 milyon harcama yapmak aptallık. | Open Subtitles | لكن بصراحة, فإن انفاق ثلاثة أو أربعة ملايين على هذا محض غباء. |
Kulağa tuhaf geleceğini biliyorum ama gerçekten... | Open Subtitles | اعرف ان كلامي سيكون غريب .. لكن بصراحة |
Ama cidden, ellerim varmış gibi mi gözüküyorum? | Open Subtitles | لكن بصراحة , هل ابدو كمن لديه يد ؟ ؟ |
ama açıkçası, benden yarın onunla kaçıp gitmemi istese hayatıma uzun uzun bakmak zorunda kalırdım. | Open Subtitles | و لكن بصراحة اذا سألني ان اهرب معه غداً سآخذ نظرة طويلة و قوية على حياتي |
Her zaman biram olur ama açıkçası oğlumun burada başka bir şeyler olduğunu düşünmesini istemiyorum | Open Subtitles | دائما لديّ لكن بصراحة لا أريد أبني أن يظن أن هناك شيء يحدث بيننا |
Şey, balonları birer birer vurmaları için çatıya keskin nişancıları yerleştirdim ama açıkçası pek de iyi değiller. | Open Subtitles | حسنا، لقد وضعت رماة على السطح ليطلقوا النار على البالونات واحدا تلو الآخر، لكن بصراحة هم غير بارعين. |
ama açıkçası bu kadar çok beklediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لكن بصراحة ، لا أصدق أنني أنتظرت كل هذه المدة |
Bakın, mezuniyet şakalarına bayılırım, cidden ama açıkçası bence bu biraz homofobik, değil mi? | Open Subtitles | أسمعوا، أعرف أنه يوم مزاح طلاب المرحلة الأخيرة، لكن بصراحة أظن أن هذه تعتبر كراهية إتجاه الشذوذ الجنسي، صحيح؟ |
Bir şeyler deniyoruz, ama açıkçası Tina'yla benim aramda. | Open Subtitles | حسناَ نعمل على بعض الأمور لكن بصراحة أعتقد أنه بيني وبين " تينا " |
ama açıkçası, kendi kalp kırıklığını | Open Subtitles | لكن بصراحة . لا أحس أن هذا عادلاً لكِ |
Beni daha önce reddettiğini biliyorum ama dürüst olmak gerekirse ben de birbirimize uygun olduğumuza emin değildim. | Open Subtitles | أعلم أنك رفضتني كثيراً من قبل لكن بصراحة لم أكن متأكداً من أننا مناسبان لبعضنا لكني الآن متأكد |
ama dürüst olmak gerekirse, ben bile oraya gidemem. | Open Subtitles | و لكن بصراحة ، لا يمكنني حتى أن أذهب إلى هناك |
Çok iyi biri, Pete, ama dürüst olalım, daha tanıştığımızın 5. dakikasında evlenmek ve çocuk sahibi olmak için can attığını söylemeye başladı. | Open Subtitles | أنها تبدو رائعةً، لكن بصراحة خلال وقت قليل من مقابلتي لها كانت تقولي لي، كيف لا تستطع الإنتظار للزواج و الحصول على الأطفال |
ama gerçekten, bana lazım olan tek şey sensin. Gerçekten mi? | Open Subtitles | لكن بصراحة , كل ما اريدة هو انت- حقا ؟ |
Bana yardım etmeye çalıştığınızı biliyorum ama gerçekten hatırlayamıyorum Bay Caffrey. | Open Subtitles | أعلم أنك تحاول مساعدتي لكن بصراحة لايمكنني (سيد (كافري |
Schmidt, zor olduğunu biliyorum ama gerçekten sadece yardım etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | إسمع (شميت) أعلم أن هذا أمر صعب عليك لكن بصراحة ، كنت أحاول مساعدتك فقط |
Acımasız görünmek istemem ama aslında bu biraz küçük düşürücü. | Open Subtitles | لا أقصد أن أكون جارحا , لكن بصراحة هذا مهين |
Ama sahiden, bana bak. Bundan nasıl ayrılabilirsin ki? | Open Subtitles | لكن بصراحة أنظري إليّ، أقصد كيف يمكنكِ الإنفصال عن هذا، أتفهمينني؟ |
Annem bana, mutlu bir çocuk olduğumda kendisinin de mutlu olduğunu söylemişti ama dürüstçe söyleyebilirim ki, öyle bir hissin nasıl bir şey olduğunu hatırlamıyorum. | Open Subtitles | أعلم بأن والدتي كانت تقول كم كان يشعرها بالسعادة بأنني كنت طفل سعي لكن بصراحة لا أتذكر حتى |