"لكن حقيقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ama gerçek
        
    • fakat aslında
        
    • ama işin
        
    • Ama aslında
        
    Ama gerçek şu ki, bugün, destansı bir gün olabilir. Open Subtitles لكن حقيقة الأمر أنه يمكن أن يكون يوم ملحمي
    Ama gerçek şu ki, Gazorpazorp'un kanunlarını Dünya'ya dayatmaya çalışırsanız osuruğunu anmamamız gereken adamdan bir farkınız kalmaz. Open Subtitles لكن حقيقة أنه في حال تنفيذ أحكام غازوربازورب على الأرض لن تكونوا أفضل ممن أخرج ذلك الصوت المحرم
    Bir şey yapman gerekmez Ama gerçek şu ki ben senin arkadaşınım ve bunun için biraz daha fazlası gerekli. Open Subtitles لا تتطلب منا أي شيء، لكن حقيقة كوني صديقتُك هذا يتطلب جهداً أكبر قليلاً
    fakat aslında güçlü değildir. Open Subtitles لكن حقيقة الأمر أنها ليست قوية.
    fakat aslında benim inancıma göre, bu davranış çağını gerçekten kapitalize eden insanlar, şimdiye kadar, son zamanlarda, son altı aydır, bu davranış çağı ve ulusaşırı sadakati kapitalize eden insanlar dijital eylemleri ve diğer çeşitli sınır tanımayan teknolojileri kullanıyorlar ki bunlardan fayda sağlayanlar radikallerdir. TED لكن حقيقة إنه إيماني أن الناس الذين كانوا ومازالوا يستغلون أو يمولون بالفعل عهد السلوك هذا ، إلى الآن ، إلى أزمنة حديثة ، إلى الستة أشهر الأخيرة ، الناس الذين كانوا ومازالوا يمولون بالأكثر عهد السلوك والولاءات المتعددة ، مستخدمين الأنشطة الرقمية التكنولوجية وبعض أنواع أخرى من التكنولوجيات التي لا حدود لها ، هؤلاء الذين إستفادوا من هذا كانوا من المتشددين .
    ama işin özünde hepimizi buraya bu küçük performansını izlemeye çağırıp oyununa hepimizi alet ettin. Open Subtitles و لكن حقيقة انك جلبتنا كلنا الى هنا لأدائك السخيف هنا و من ثم تشركنا جميعا في لعبتك
    Ama aslında bugün siber suçlular olağanüstü profesyonel ve organizedirler. TED لكن حقيقة اليوم، مجرمو الإنترنت محترفين جداً ومنظمين.
    Siz antibiyotiklerin temiz sudan daha fazla etki yaptığını düşünüyorsunuzdur, Ama gerçek tam tersi. TED ربما تعتقدون ان المضادات الحيوية أحدثت فرقا أكثر من المياه النظيفة ، و لكن حقيقة ما حدث هو العكس .
    Yanındakilere de belli etmemen gerekiyor, Ama gerçek şu ki... Open Subtitles وأنت تؤدي دورك في التمثيلية مع صغارك، لكن حقيقة الأمر هي...
    Ama gerçek şu ki, Bay Eisenheim, ben bir kasabın oğluyum o ise İmparatorluğun yasal varisi. Open Subtitles لكن حقيقة الموضوع المجردة، يا سيد أيزينهايم هي... أنني ابن الجزار. وهو وريث الإمبراطور.
    Ama gerçek şu ki Martha Stewart çok çetin ceviz... Open Subtitles لكن حقيقة بأن مارثا ستيوارت قوية
    Ama gerçek şu, her ne kadar insanlar eskiden batı ülkelerinde bakıp işaret ederek, "Ben bunu istiyorum, ben böyle seviyorum" dese de Şimdi şehirde yeni bir kişi var bir ülke formunda, Çin. TED و لكن حقيقة الامر هي بالرغم من ان الناس في الماضي كانو يشيرون الى الدول الغربية و يقولو " أريد ذالك , احب ذالك " هناك الآن شخص جديد في المدينة في هيئة دولة , الصين
    Ama gerçek ne? Et ve kan mı? Hayır. Open Subtitles لكن حقيقة اللحم والدم؟
    ama işin üzücü yanı şu ki hoş ve nazik bir bay olan Robert Kearns hepimizi geçersizliği ispatlanmış patentler için bu mahkemeye sürükledi. Open Subtitles لكن حقيقة الآمر المحزنة أن ، روبرت كيرنس الرجل الجيد والمحترم جرنا جميعاً الى قاعة المحكمة هذه من خلال براءة الآختراع التي أثبتت بطلانها
    Ama aslında, Corleone suç örgütünün bir üyesiydiniz. Open Subtitles لكن حقيقة الأمر أنك كنت أحد أعضاء منظمة كورليونى الاجرامية ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more