Bu rüyayı iki kere gördüm. ama ikisi de aynıydı. | Open Subtitles | إنه ثانِ حلم يراودني لكن كلاهما نفس الحلم |
Üzgünüm ama ikisi de buraya 1998 de gelmiş. | Open Subtitles | عذراً, و لكن كلاهما دخلا إلى هنا عام 1998 |
Kadın mı, erkek mi olduğunu söyleyemiyorlar ama ikisi de dürbünü görmüş. | Open Subtitles | لم يعرفا إذا كان رجلاً أم إمرأة لكن كلاهما شاهدا منظاراً |
Fakat ikisi de tartışmanın şu şekilde bittiğinde hemfikir: | Open Subtitles | : لكن كلاهما إتفقوا أن المجادلة إنتهت هكذا |
Fakat ikisi de sensin, Sophie. | Open Subtitles | لكن كلاهما أنتي |
"Bazıları bana anne diyor, bazıları bana bakıcı diyor, ama ikisinin de anlamı aynı: şoför." | Open Subtitles | البعض يدعوني أمي " البعض الآخر يدعونني مقدمة رعاية أساسي. لكن كلاهما يعنيان نفس الشيء: |
ama ikisinin de parası vardı. | Open Subtitles | لكن كلاهما يملك المال |
Sanırım çok yakın olunca, hayata bakış açımızın farklı olduğunu unutuyoruz ama ikisi de işe yarıyor. | Open Subtitles | أعتقد , لأننا قريبين جدًا , ننسى أحيانًا بأن لدينا وجهات النظر المختلفة بالحياة , لكن كلاهما ينفعان. |
İki lastik kalıbının sonuçlarını da bekliyoruz ama ikisi de daha küçük bir araca ait. | Open Subtitles | وفي انتظار نتائج اثنين من طبعتين للإطارات لكن كلاهما ينتمي إلى السيارات الأصغر حجما |
ama ikisi de kapsama dışında ve mevkilerine de blok konmuş durumda. | Open Subtitles | لكن كلاهما خارج الخط, ووضعهما محجوب |
ama ikisi de birbirini çok sevdiler. | Open Subtitles | لكن كلاهما يحبان بعضهما كثيرا جدا. |
ama ikisi de başardı. | Open Subtitles | لكن كلاهما أداراه |
ama ikisi de kurbanın ayakkabısının şekline benziyor. | Open Subtitles | لكن كلاهما يشبها نعل الضحية |
ama ikisi de kaçınılmazdır. | Open Subtitles | لكن كلاهما أمر محتوم |
Molly ve Gail'in farklı doktorları vardı, ama ikisi de Syracuse General eczanesine gittiler. | Open Subtitles | (لكن كلاهما تعالجا في مستشفى (سيراكروز لنفترض أنهما تعرضتا للمطاردة لمدة 10 الى 14 أسبوع |
Onları iyi tanımıyordum ama ikisi de çok çalışkandı, dürüstlerdi. | Open Subtitles | لكن كلاهما كان يعمل بكدّ ، مخلص... |
Ve Jenny videodaki kız olmadığında ısrar ediyor, ama ikisinin de yalan söylemek için haklı nedenleri var. | Open Subtitles | و(جيني) مُصرّة على أنّها ليست من بالفيديو، لكن كلاهما يملكان أسباب وجيهة للكذب. |