"لكن ليس الآن" - Translation from Arabic to Turkish

• ama şimdi değil
• ama şimdi olmaz
• ama henüz değil
• ama şu anda değil

Evet, ve bulacağız da, ama şimdi değil. Gitmemiz gerek.
أجل ، وسنفعل ذلك ، لكن ليس الآن علينا الذهاب

Beraber ararız, ama şimdi değil. Bu biraz uzun sürebilir.
سنبحث جميعاً لكن ليس الآن ستأخذ منا وقتاً طويلاً

Sana bir gün anlatabilirim, ama şimdi değil.
بإمكاني أن أقصّها عليك يوماً ما، لكن ليس الآن

ama şimdi olmaz.
كان كل ذلك يفرحني , لكن ليس الآن

Birşeyleri değiştirmek için hazır hissedeceğim kendimi, ama henüz değil.
،سأكون جاهزه لتغيير حياتى لكن ليس الآن

Umurumda değil. Yarın akşam gel, ama şu anda değil.
لا يهمني متى تعال غدا مساء ، آي وقت لكن ليس الآن

Yardım edecek insanlar tanıyorum. ama şimdi değil.
انا أعرف أشخاص قد يساعدوك في هذا لكن ليس الآن

Bunu takdir ediyorum ama şimdi değil. O yapmadı.
أنت تدافع عنها دوماً أنا أقدر ذلك، لكن ليس الآن

Belki bir süre sonra onu görebilirsin, ama şimdi değil.
ربما تستطيع رؤيتها بعد فترة .. لكن ليس الآن

Hayır, yani, oyunda hissetmiştim, ... ama şimdi değil.
أعني أنني أحسست بذلك في اللعبة لكن ليس الآن

ama şimdi değil. Yüzüme çift namlu dayalıyken düşünmek çok zor.
لكن ليس الآن ، من الصعب التفكير مع هذه الإسطوانه المزدوجه في وجهي.

Belki bir zamanlar oradaydı ama şimdi değil.
لا تحاول أن تقل ذلك ربما كان ذات يوم لكن ليس الآن

- O zaman ben erkek değilim herhâlde. Çünkü bir aile kurmak istiyor muyum, emin değilim. - Belki bir gün, ama şimdi değil.
لأنني متأكد أنني لا أريد عائلة ربما يوماً ما, لكن ليس الآن

ama şimdi değil. Ritz Otel'de çok önemli bir randevum var.
لكن ليس الآن , لدى ميعاد مهم فى "ريتز" الآن

Demek istediğim, bazen mutlu olurum, ama şimdi değil.
أكون سعيداً أحياناً، لكن ليس الآن

- Zamanla, ama şimdi değil.
في نهاية المطاف , لكن ليس الآن.

Seninle bebek yapmak istiyorum ama şimdi değil.
أريد أن أنجب طفلاً منك و لكن ليس الآن

Biliyorum, ama şimdi olmaz Bess.
أعلم ذلك "لكن ليس الآن يا "بيس

David, sana herşeyi söyleyeceğim ama şimdi olmaz.
سأخبرك بكل شىء, لكن ليس الآن

Açıklamasını yaparım ama şimdi olmaz.
سأقول لك، لكن ليس الآن

Zamanı geldiğinde, giderim. ama henüz değil.
سأفعل ،عندما يحين الوقت لكن ليس الآن.

Belki bir gün bir takım elbise giyerim ama henüz değil.
قد أرتدي بذلة يوما ما، لكن ليس الآن

Tabii ki bitireceğim ama şu anda değil.
بالطبع سوف أنهيه، لكن ليس الآن.