"لكن لَيسَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • ama
        
    • değil
        
    Seni severim ama 25 yıl ilâ müebbet arası içeride yatacak kadar değil! Open Subtitles على رُكَبِكَ. أنت إبن العاهرة. أَحْبُّك، لكن لَيسَ كافيَ ل25 إلى الحياةِ لَك.
    Hayır, lütfen! İstediğin herşeyi yap ama bunu yapma! Open Subtitles لا من فضلك اعمَلُ أيّ شئُ تُريدُة لكن لَيسَ ذلك
    ama durmaksızın yapmam imkânsız. Bu beni aşar. Open Subtitles لكن لَيسَ مِنْ الصباح حتى المساء هو أكثر من اللازمُ
    Adamları kandırabildi ama bir atı kandıramadı! Open Subtitles يُمْكِنُ أَنْ يَخْدعَ الرجالَ لكن لَيسَ الحصانَ
    Bazı sorularım var, ama tenis topunuz hakkında değil. Open Subtitles عِنْدي بَعْض الأسئلةِ، لكن لَيسَ حول كرةِ تنسِكِ.
    Tekboynuzlar uzun süre tutsak edilebilirler ama sonsuza kadar değil. Mutlu sona hikayenin ortasında ulaşılmaz. Open Subtitles وحيدات القرن قَدْ لا تنقذ لمدة طويلة، لكن لَيسَ للأبد النهاية السعيدة لا تَأتي في منتصفَ القصّةِ
    Maceralar yaşanır, ama doğru zamanda değil. Open Subtitles في الوقت الذي نراه ملائما المغامرات تَحْدثُ، لكن لَيسَ دائما
    Her şeyi açıklayacağım, söz veririm, ama şimdi olmaz. Open Subtitles سَأُوضّحُ كُلّ شيءَ، أَعِدُك، لكن لَيسَ الآن.
    Onları oyalayabilirim, ama silah seslerini duyarlarsa işimiz zor. Open Subtitles يمكنت أن اؤخرهم لكن لَيسَ إذا سمعوا الطلقات النارية
    Çok zamk kullanmışsın ama bir dirhem aşk yok. Open Subtitles كثيراً مِنْ الصمغِ، لكن لَيسَ أونسَ مِنْ الحبِّ.
    İş hayatında belki ama gerçek duygular söz konusu olunca değil. Open Subtitles في العملِ ، رُبَّمَا، لكن لَيسَ عندما تكونَ مُتَضَمِّنَه عواطف حقيقية معقّدة
    İş hayatında belki ama gerçek duygular söz konusu olunca değil. Open Subtitles في العملِ ، رُبَّمَا، لكن لَيسَ عندما تكونَ مُتَضَمِّنَه عواطف حقيقية معقّدة
    Bombacı çıkışı tellemiş, bu da onu "deli, ama aptal değil" categorisine koyar. Open Subtitles مفجّر القنبلة مثير أيضاً الفتحة لتسبّب القنبلةِ، الذي يُجلسُه في المجانينِ لكن لَيسَ قسماً غبياً.
    ama başka insanlardan değil. Open Subtitles الوقت لنا نحن، لكن لَيسَ مَع الناسِ الآخرينِ
    Tıpkı Maris'im gibi mücevherlerle süslü ama abartılı değil. Open Subtitles هو مزيّنُ، لكن لَيسَ معمول زيادةَ، مثل ماريس.
    Tamam, evet ama onun için değil, kendim için, egzersiz olsun diye. Open Subtitles حَسَناً، لكن لَيسَ لَهُ، بل من أجل أن أتمرن أنا
    Sen dünyada her şey için endişeleniyorsun ama yemeğini düşünmüyorsun. Open Subtitles أنت قلق بشأن العالم بأكمله لكن لَيسَ حول ما سـ يطبخ في البيت
    Siz ikiniz harika, sadece sizi harika yapan süper güçler değil, Open Subtitles أنتم رجال رهيبون، لكن لَيسَ فقط السلطات الممتازة التي تَجْعلُكم عظماء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more