| Âşık olduğumda, aşk beni tamamen zapt eder ve yaşıyor olduğum için mutlu olduğumu unuturum. | Open Subtitles | حين أكون عاشقة, يحتلّني الحب تمامًا, وأنسى بأنّي سعيدة لكوني على قيد الحياة. |
| İyi olduğum için rahatladım, temiz olduğum için rahatladım, ve minnettarim. | Open Subtitles | إرتحتُ لكوني على مايرام إرتحتُ لأنّي نقيّة, وممتنّة. |
| - Biliyorum, hayatta olduğum için size minnettar olmalıyım. | Open Subtitles | أعرف بإني يجب أن أكون ممتنة لكوني على قيد الحياة |
| Bilemiyorum. Hayatta olduğum için çok şanslı hissediyorum. | Open Subtitles | لا أعرف أشعر بأنني محظوظة جداً لكوني على قيد الحياة |
| Bence oğlunuzla birlikte olduğum için dünyanın en şanslı adamıyım. | Open Subtitles | حسناً، أظن أني الرجل الأكثر حظاً في العالم لكوني على علاقة مع إبنك. |
| İşin aslı, büyük bir olay atlattım ve yaşadığım için şanslıyım. İyi olduğum için şanslıyım ve bunu biliyorum. | Open Subtitles | حقّاً , لقد عانيتُ الكثير و أنا محظوظة لكوني على قيد الحياة و أنا محظوظة لكوني بخير , و أنا أفهم ذلك |
| Hayatta olduğum için şanslıyım Ducky. | Open Subtitles | أنا محظوظة لكوني على قيد الحياة |
| Hayatta olduğum için mutluyum. | Open Subtitles | فقط ممتنة لكوني على قيد الحياة |
| Masada olduğum için memnunum. | Open Subtitles | أني مسرور لكوني على الطاولة فحسب. |
| Hayatta olduğum için şanslıyım. | Open Subtitles | أنا محظوظٌ لكوني على قيد الحياة |